"Aile paketi"nin bütçeye etkisi çok cüzidir

2015-01-12

Maliye Bakanı Şimşek, kamuoyunda "aile paketi" diye bilinen "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı"nın bütçeye etkisinin son derece cüzi olduğunu söyledi.



ANKARA

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı" üzerinde uzun süredir çalıştıklarını belirterek, "Çocuk başına ilave yardımların etkisinin yaklaşık 404 milyon lira olmasını bekliyoruz" dedi.

Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ve kamuoyunda "aile paketi" diye bilinen "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı"nın mali açıdan bütçeye getireceği yükün hesaplanıp hesaplanmadığı sorusuna Şimşek, aile ve nüfusun dinamik yapısının korumasına ilişkin açıklanan eylem planının mali boyutunun hesaplandığını söyledi.

Türkiye'nin 1990'lı yıllarda yüksek bütçe açığı, yüksek enflasyon, yüksek faiz, zayıf bankacılık gibi çok temel makro problemlerinin bulunduğunu anımsatan Şimşek, 2000'li yıllarda yapılan çok önemli reformlar, hükümetin güçlü uygulamaları ve siyasi istikrarla bu sorunların kökünden çözüldüğüne inandığını belirtti. Şimşek, ufak tefek sorunların olduğunu ancak genel olarak makro istikrarın sağlandığını ifade etti.

"Biz, uzun süredir dar bir ekip, bu reform paketi üzerinde çalıştık" diyen Şimşek, şöyle devam etti:

"Yani bu reform paketi temenni silsilesi falan değil, yeni yılda ben şunları yapacağım şeklinde değil. Bu reform paketi çok ciddi bir şekilde detaylandırılmış. 1300'ün üzerinde reform var. Bu reformların tamamı tasarrufların artırılması, cari açığın azaltılması, potansiyel büyümenin yükseltilmesi... Bu reformları kim, ne zaman yapacak, sorumlu kim, ne yapılacak, ne zaman yapılacak, bunun mali portresi ne? Bunların hepsi hesaplanmış, paket halinde. Biz genel detaylarını açıkladık. Birinci husus şu, çocuk başına ilave yardımların etkisinin yaklaşık 404 milyon lira olmasını bekliyoruz."

TÜİK'in doğum istatistiklerine göre, ortalama her yıl birinci çocuk sayısının 441 bin civarında, üçüncü çocuğun 209 bin, onun da üstünün 161 bin bebek olduğunu belirten Şimşek, Türkiye'nin önündeki en büyük uzun vadeli risklerden birinin zenginleşmeden yaşlanma olduğunu, nüfusun dinamik yapısının korunması gerektiğini söyledi. Çocuk meselesinin siyasi değil, temel ekonomik problem olduğunu dile getiren Şimşek, "Türkiye'nin nüfusu hızlı bir şekilde yaşlanacak, eğer biz bugünden tedbir almazsak... Bu tedbirleri anlamlı buluyorum. 404 milyon liralık mali etkisi de bütçe içinde son derece cüzidir. Yıllık olarak, bunlar tahmin tabii" diye konuştu.

Maliye Bakanı Şimşek, diğer maddelerde bütçeye yük getirecek uygulamaların olup olmadığı sorusu üzerine, bunların hepsinin 2015'te uygulanmayacağını söyledi. Isı yalıtımı konusunu örnek gösteren Şimşek, Türkiye'de milyonlarca konut ve iş yerinin eski, hem deprem hem de ısı yalıtımı noktasında zayıf olduğunu anlattı.

Isı yalıtımını sağlamak amacıyla 2017'ye kadar teşvik vereceklerini ifade eden Şimşek, şunları kaydetti:

"2017'den sonra da ısı yalıtımı yapmayanları belki vergi politikasıyla cezalandıracağız. Niye? Devlet olarak ne yapacağız? Her binanın enerji verimliliği sertifikası olacak, bu kaçınılmaz bir şey. Bu hem çevre hem cari açık hem de genel ekonomik gidişat açısından çok önemlidir. Biz, enerjide üretimi, dışa bağımlılığı konuşuruz ama en önemli kaynak enerji tasarrufudur. Belki çok dikkat çekmemiştir ama paketin çok önemli unsurlarından bir tanesidir. 1300 küsur reformdan bir tanesidir. Birçok husus var ama bunların hepsine ilişkin mali yük hesaplandı. Şu anda bütçemiz çok güçlü. 2014 de dahil bütçe açığımız, gelişmekte olan ülke ortalaması yüzde 2,1 milli gelire oranı, bizde yüzde 0,8. Yani biz, gelişmekte olan ülkeler ortalamasına varsak dahi, bu reformlar nedeniyle ben hiç gam yemem. Hatta Türkiye bu reformların maliyetini gerekirse borçlanarak yapar. Onun için hiç o konuda tereddüt olmasın. Bu reform programı çok önemlidir, Türkiye'yi yeni bir çıkışa hazırlama noktasında çok çok önemlidir. Bence bu reformlar hızlı bir şekilde seçim öncesinden başlayarak uygulanmalıdır. Uygulanacak inşallah."

Geçen yıl enflasyonu etkileyen çok temel iki faktör bulunduğunu belirten Şimşek, 2014'ün son 13 yılın en kurak yılı olduğunu, bunun da gıda fiyatlarını olumsuz etkilediğini söyledi. Bir ara yıllık gıda fiyatlarının yüzde 14'ün üzerinde çıktığını hatırlatan Şimşek, bu durumun da enflasyona olumsuz etki yaptığını dile getirdi. Bunun yanı sıra geçen yıl TL'de yüzde 20'ye varan önemli bir değer kaybı yaşandığını ifade eden Şimşek, bunun da enflasyona olumsuz etkisi olduğunu kaydetti. Şimşek, bütün bu olumsuz gelişmelere rağmen yüzde 8,2'lik tek haneli enflasyon rakamının, başlangıç hedefinin üzerinde de olsa Merkez Bankasının yaptığı parasal sıkılaştırma, maliye politikasının ayağının güçlü tutulması ve alınan tedbirler sayesinde enflasyonun kontrol altından çıkmasının engellendiğini belirtti.

Şimşek, 2015 yılına bakıldığında enflasyon açısından görünümün oldukça olumlu olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Geçen yılki olumsuz gelişmelerin baz etkisi kısmen rakamlardan çıkacak. Baz etkisiyle zaten enflasyon düşüşe geçecek. İkinci önemli husus, petrol fiyatlarında önemli bir düşüş var. Yıl ortalaması ne olur bilmiyoruz ama her halükarda Orta Vadeli Program'a (OVP) göre çok aşağıda olur. Çünkü OVP'de çok ihtiyatlı bir rakam kullanılmış; 101,9 dolar. Eğer 50-60 dolar aralığında sabit kalırsa, enflasyon çok rahat bir şekilde yüzde 5'in altını dahi görebilir, diğer bütün faktörlerin aynı kalacağı varsayımıyla."

Enflasyonun, mart-nisan aylarında yüzde 6'nın altını görme tahminlerinin sorulması üzerine Şimşek, aylık tahminlerde bulunmak istemediğini ancak makul bir öngörü gibi geldiğini söyledi.

Şimşek, enflasyon için çok önemli bir risk faktörünün de doların değer kazanması olacağını belirtti. Gelişmekte olan ülkeler için Amerikan Merkez Bankasının (Fed) parasal sıkılaştırmaya başlaması ve doların değer kazanmasının etkisinin paranın yönünü ABD gibi ülkelere çevireceğini ifade eden Şimşek, bu durumda gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı olabileceğini, bunun da para birimlerini baskı altına alacağını söyledi. Şimşek, bunun sadece Türkiye için değil, genel anlamda bir risk olduğuna işaret etti.

TL'nin değeri üzerine yorum yapmayacağını ancak kimsenin TL'nin aşırı değerli olduğu iddiasında bulunamayacağını vurgulayan Şimşek, "Buna rağmen eğer öngörülemeyen bir Fed faiz artışı olursa, doların değer artışını olumsuz etkiler. Bu da Türkiye'de fiyatlar açısından olumsuz bir etki yapar ama bunlar da geçici olur. Orta vadede enflasyonun yönü aşağı. 2015''te enflasyon böyle bir şey gerçekleşse bile yine aşağı yönlüdür" dedi.

Büyüme rakamları

Türkiye'nin büyüme rakamlarına ilişkin değerlendirmede de bulunan Şimşek, 2014'ün zor bir yıl olduğunu ifade etti.

Şimşek, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı AB'de uzun süren bir durgunluk yaşandığını anımsatarak, Türkiye'nin bölgesindeki jeopolitik kargaşa ve gerginliklerin de büyüme performansını olumsuz etkilediğini kaydetti. Bu şartlarda Türkiye'nin iyi bir büyüme performansı ortaya koyduğunu belirten Şimşek, "Kendi standartlarına göre mütevazi ama yüzde 3'lük büyüme oldukça iyi bir büyümedir. İlk 9 ayda Türkiye yüzde 2,8 büyümüş. Üçüncü çeyrek bizim beklentimizin altındaydı, onun da en büyük sebebi tarımdaki daralma bizim öngörümüzden daha fazlaydı. Kuraklık sadece enflasyonu vurmadı, büyümeyi de olumsuz etkiledi. Son çeyrekte büyüme çok büyük bir düşüş göstermezse yılı yüzde 3 civarında bir büyümeyle kapatmamız söz konusu" diye konuştu.

Geçen yıl Latin Amerika ülkelerinde büyümenin yüzde 1,3, gelişmekte olan Avrupa'da yüzde 2,5 bütün gelişmekte olan ülkelere Çin, Hindistan hariç bakıldığında yüzde 2,7 büyüme rakamı görüldüğünü aktaran Şimşek, Türkiye'nin performansının çok da kötü olmadığını söyledi.

Bütçe uygulamaları

Şimşek, geçen yılı muhtemelen bütçe açık hedefinin oldukça altında kapatmayı başardıklarını belirterek, yıla başlarken bütçe açık hedefini yaklaşık 33,5 milyar lira, milli gelire oranını yüzde 1,9 olarak belirlediklerini anımsattı. Şimşek, yılsonunun 24,5 milyar lira bütçe açığıyla kapatılabileceğini, bunun milli gelire oran olarak yüzde 1,4'e denk geldiğini ifade etti.

Türkiye'nin 2017 yılında uzun bir süre sonra nominal bazda bütçe fazlası vereceğini aktaran Şimşek, "Biz bütçeyi her sene ihtiyatlı yaptık, ilave gelir geldiğinde bunu yatırımlara aktardık. 2014 de istisna değil. Yatırımlara çok ciddi ilave kaynak aktardık. Buna rağmen bütçe açık hedefinin çok altında bir açıkla kapattık. Performansımız hedeflenenden çok daha iyi" ifadelerini kullandı.

Gelir Vergisi Yasa Tasarısı

Maliye Bakanı Şimşek, mart ayından sonra TBMM'nin genel seçimler dolayısıyla çalışamayacağı dikkate alındığında Gelir Vergisi Yasa Tasarısı'nın, seçimden önce yasalaşmasının çok mümkün görünmediğini belirtti.

Uzun bir süredir bu tasarının, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bir an önce görüşülmesi için çok yoğun bir çaba gösterdiğini anlatan Şimşek, 17 Aralık sonrasında Türkiye'nin çok badire atlattığını, sorunlarla uğraşmaktan bu alandaki önemli bir reforma yeterince zaman ayrılamadığını söyledi. Bu reform paketinin altında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası bulunduğunu, hükümetin de reformun arkasında olduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti:

"Ben inanıyorum ki seçim öncesi geçmezse bile seçim sonrasında en öncelikli konulardan birisi olacak. Çünkü bizim vergiyi tabana yaymamız lazım. Vergi sistemini daha adil yapmamız lazım. Bu tasarı onu öngörüyor. Biz çiftçimizi, sanayicimizi, girişimcimizi bu yasayla daha fazla destekleyeceğiz. Ama ne gelir vergisi ne kurumlar vergisi oranlarında herhangi bir artışa gideceğiz. Sadece ve sadece yasayı basitleştiriyoruz, vergiyi tabana yayıyoruz. Gelirleri artıracağız. Bir miktar gayrimenkul rantlarını, şehir rantlarını vergilendireceğiz. Adalet açısından bu da gerekiyor. Dolayısıyla aslında bu tasarı siyaseten de oldukça olumlu bir tasarıdır."

Muhabir: Arife Yıldız Ünal, Tamer Toğanaş
AA

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği