Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar

06 Mart 2015

En Güvenilir Yardım Kuruluşu Türk Kızılayı



Her geçen gün yurt dışı insani yardım çalışmalarına daha fazla kaynak ayıran, milyonlarca ihtiyaç sahibine yardım eli uzatan Türkiye, Gayrisafi Milli Hasılasına oranla en çok yardım yapan ülkeler sıralamasında birinci sıraya yerleşti. Bugün birçok coğrafyada faaliyet gösteren Türk Kızılayı’nın bu başarıda önemli bir payı var. Yapılan son kamuoyu araştırmasında yüzde 87,8’lik oranla “En güvenilir yardım kuruluşu” olarak takdir edilen Türk Kızılayı, mazlumların, kimsesizlerin, savaş mağdurlarının, çare bekleyenlerin imdadına koşmak için büyük bir özveriyle çalışıyor. Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar, “Halkımız, 147 yıllık Türk Kızılayı’nın hala çok genç, dinamik ve güçlü olduğunu söylüyor” diyerek, sorumluluğun arttığını vurguluyor.

Yapılan son kamuoyu araştırmasında Türk Kızılayı, birçok yardım kuruluşunun arasında yine birinci sıraya yerleşti. Araştırma sonuçları size neyi gösterdi?

Osmanlı Devletinden Cumhuriyete intikal eden birkaç kuruluştan biri olan Türk Kızılayı bugün 147’nci yılını kutluyor. Aradan geçen bu zaman içerisinde milyonlarca insanın yardımına koşan, devletine destek olan, yurt dışında insani yardım operasyonları yürüten ve Türkiye bayrağını dalgalandıran Türk Kızılayı, yüzlerce yardım kuruluşunun olduğu, birçoğu hakkında spekülasyonların yapıldığı bir ortamda vatandaşlar tarafından nasıl algılandığını görme ihtiyacı duydu. O nedenle geçtiğimiz günlerde bir kamuoyu araştırması yaptırdık. 26 ilde 3 bin 645 kişiye yüzyüze sorular sorduk.

Halkın yüzde 87,8’i “Kızılay’ın en güvenilir yardım kuruluşu” olduğunu ifade etti. Bu bizi son derece gururlandıran, son derece onurlandıran bir orandır. Ama aynı zamanda bir o kadar da sırtımıza yük yükleyen, bunu devam ettirmek için gayret sarf etmemizi gerektiren bir haldir. Bundan da çok mutluyuz. Stratejilerimizin, taktiklerimizin, çizdiğimiz rotanın, vizyon ve misyonumuzun doğru olduğunu göstermektedir.

Halkımızın yüzde 77,8'i “Bize yardım kuruluşu söyleyebilir misiniz” denildiğinde Kızılay’ın adını verdi. Türk Kızılayı’nı takip eden en yakın yardım kuruluşu ise yüzde 32’de kaldı. Bu iki kuruluş arasındaki açık ara farktan memnuniyet duyuyoruz. “ Kızılay’ın çalışmalarından bilgi sahibiyim ve biraz bilgi sahibiyim” diyenlerin oranı ise yüzde 95,3. Bu da demektir ki, Türkiye’deki insanların yüzde 5 haricinde kalan kısmı, Kızılay’ın çalışmalarından bilgi sahibi. Bu alanda yüzde 50 oranını geçen başka bir yardım kuruluşu söz konusu değil.

Türk milleti, bizim milletimiz için, insanlık için yaptığımız hizmetleri takdir etti. Bu araştırma, milletimizin bize gösterdiği güvenin tezahürüdür.

Halkımız sizi takdir ederken Kızılay’ı en çok hangi çalışmasından dolayı biliyor? Araştırma sonuçlarında böyle bir veriye ulaştınız mı?

Araştırmamızı çok geniş kapsamlı yaptık. Halkımızın bizi en çok hangi faaliyetlerimizden dolayı tanıdığı sorusu da bunlardan biri. Halkımızın yüzde 77,3’ü bizi kan bağışı çalışmalarımızdan biliyor. Bunu afet ve diğer konular izliyor.

Bizi gururlandıran bir diğer sonuç ise “Kızılay’ın bir afete zamanında ulaşabileceğini zannediyor musunuz” sorusuna verilen cevapların oranı oldu. Katılımcıların yüzde 87’sinin, ‘zamanında ulaşacağına ve gereken afet müdahalesini yapacağına inanıyorum’ yanıtını vererek, tarihinin hemen her döneminde afetlerle müdahale etmiş, Türkiye’nin her köşesine ulaşmış olan kuruluşumuzu hiçbir zaman unutmadığını göstermiştir. Bu güvenin sarsılmadan devamı için her türlü tedbiri alıyoruz, davranış kurallarını belirliyoruz, Türk Kızılayı’nın giderek artan ivmeyle milletin gönlünde daha fazla yer etmesi için gayret gösteriyoruz.

Halkımızın da takdir ettiği gibi, Türk Kızılayı son 10 yılda kan hizmetleri konusunda adından sıkça söz ettiriyor. Bu hayati konuda neler yapıyorsunuz? Gelinen noktayı biraz tarif eder misiniz?

Uzun yıllardır kan bağışı konusunda da faaliyet gösteren Türk Kızılayı olarak 2005 yılı itibariyle Güvenli Kan Temini projesini hayata geçirdik. Amacımız vatandaşımızın yaşadığı mağduriyeti gidermekti. Sağlık Bakanlığı bu görevi bize verdi. O yıl itibariyle 305 bin ünite kan bağışı alabiliyorduk. Yapılanma çalışmasından sonra rakamlar hızla arttı. Güvenli, düzenli ve sürekli kan bağışı konusu Türkiye’nin gündemine oturdu. Vatandaşlarımızı bilinçlendirme çalışmalarımız başarılı oldu. Aradan geçen 10 yılda geldiğimiz nokta memnuniyet verici. 2014 yılı sonu itibariyle 1 milyon 865 bin ünite kan topladık. Bu dünya standartlarının çok üzerinde bir başarıdır.

2014 yılı itibariyle her kan bağışı için, kan bağışçısı adına bir fidanı toprakla buluşturmaya da başladık. Orman ve Su İşleri Bakanlığı işbirliğinde hayata geçirdiğimiz bu proje kapsamında 15 milyon fidanı 5 yıl içinde toprakla buluşturacağız. Kan bağışlayarak insan hayatını kurtaran bağışçılarımız, bu proje sayesinde doğaya da katkı sağlamış olacaklar.

Bir diğer önemli çalışmanız ise Türkök. Türkiye bu çalışma sayesinde nasıl bir avantaj elde edecek? Şifa bekleyen hastalar için bu projenin önemi nedir?

Kök hücre nakli tedavisi bekleyen hastalar için Sağlık Bakanlığı ile önemli bir projeye imza attık: TÜRKÖK. Ekim 2014 tarihi itibariyle kan bağışında bulunan vatandaşlarımıza Tükkök bünyesindeki Kemik İliği Bankası için kan örneği bağışlamak isteyip istemedikleri sormaya başladık. Bunu kabul eden bağışçılardan aldığımız kan numunesini Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği merkezi laboratuvarlara gönderiyoruz. Kan numuneleri orada işlendikten sonra veriler kemik iliği bankasına işlenecek. İlk 5 yılda 250.000 bağışçıyı sisteme dahil etmek, kayıtlarını oluşturmak istiyoruz. Gönüllü verici adaylarının kazanımında, Kan ve Kan Ürünleri Kanunu çerçevesinde mevcut yaklaşık 4.500.000 kişilik bağışçı veri tabanından da yararlanacağız.

Türk Kızılayı olarak, gönüllü verici adaylarının kazanımı, sisteme veri girişlerinin yapılması ve serolojik testlerinin gerçekleştirilmesinden ve “doku tipleme” yapılacak ilk numunelerin toplanmasından sorumlu olacağız. Sağlık Bakanlığı ise gönüllü verici olmayı kabul eden adayların doku tipleme testlerinin yapılmasını, ihtiyaç sahibi hastalar ile eşleştirilmesini ve nihayetinde hastalara hizmetin götürülmesini sağlayacak.

Kan bağışına gösterilen duyarlılığın, kemik iliği konusundan da gösterileceğini düşünüyor musunuz?

Kan bağışçısı kazanımında elde ettiğimiz başarının temelinde bağışçıların Kızılayı sahiplenmesi ve kuruma duydukları güven yatıyor. İnsani değerleri ve dayanışma duygusu yüksek olan halkımızın, en az kan bağışı kadar önemli kök hücre bağışlarında da aynı sorumluluk ve ciddiyetle davranacakları biliyorum. Kamuoyunun gündemini de sık sık meşgul eden bu önemli sağlık sorunu da bağışçıların duyarlılığı, Sağlık Bakanlığı’nın ve Türk Kızılayı’nın gayretleri ile son bulacak.

Kızılay adını ön plana çıkaran çalışmalarınızın başında uluslararası yardımlar geliyor. Yakın ve uzak birçok coğrafyada Kızılay bayrağı dalgalanıyor. Neden o ülkeler, neden Kızılay?

Her nerede insan ıstırabı varsa Türk Kızılayı orada olmaya çalışıyor. Bu bizim için bir zorunluluk değil, çalışma sistemimizin bel kemiğidir. Somali’de, Irak’ta, Suriye’de, Filistin’de, Myanmar’da, Bangladeş’te, Pakistan’da, Filipinler’de, Afganistan’da, Bosna Hersek’te ve daha birçok coğrafyada yürüttüğümüz insani yardım operasyonları dil, din, ırk, millet, cinsiyet ayrımı gözetmeme ilkemizin bir gereğidir.

Kısacası, bu coğrafyalarda bizim varlığımızın bir anlamı var. Bağışçılarımızın, destekçilerimizin ve devletimizin beklentisi de bu yönde. Değişen dünyada Türk Kızılayı olarak biz de yeni kapılar aralamalıyız, uluslararası yardımları daha çok arttırmalıyız. Son yıllarda bizi gündeme daha çok taşıyan bu insani yardım çalışmaları bu düşüncenin eseri. Şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum: Türk Kızılayı önümüzdeki yıllarda daha fazla ihtiyaç sahibine ulaşmak için çalışacak. Buna hem gücümüz, hem de operasyonel kabiliyetimiz imkân verir durumda.

Afrika’da, Orta Doğu’da ve Asya’da yardım elinizi uzattığınız ülkelerde ne tür çalışmalar yaptınız, yapmaya devam ediyorsunuz?

İç çatışmaların devam ettiği Somali’de 2011 yılından itibaren insani yardım operasyonu yürütüyoruz. Bu güne kadar yaklaşık 100 milyon ABD Dolarlık kaynak kullandık. Kuraklığa bağlı açlığın yaşandığı ülkeye un ve şeker başta olmak üzere binlerce ton çeşitli gıda malzemesi sevk edip, dağıtımını gerçekleştirdik. Başkent Mogadişu’nun yeniden imarı için de kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Kurduğumuz Fen İşleri Kampüsünde yerel halka teknik eğitim verdik, onlarca yıldır biriktirilmiş olan çöplerden şehri kurtardık. Kanalizasyon başta olmak üzere altyapı sistemi kuruyor, şehir mobilyaları üretiyoruz. Bölgede ayrıca göçmen guruplara barınma ve yemek hizmeti veriyoruz. Ülkenin önemli bir ihtiyacı olan teknik eğitim açığını kapatmak için ise Meslek Lisesi projesini hayata geçirmeye hazırlanıyoruz.

Yardım elimizin uzandığı bir diğer ülke ise Suriye. Arap Baharı’nın etkisiyle başlayan çatışmalar nedeniyle milyonlarca insan kaçarak komşu ülkelere sığındı. Bu ülkelerden bir de Türkiye oldu. Tahminlere göre 1 milyon 750 bin Suriye vatandaşına ev sahipliği yapan Türkiye, bunların yaklaşık 230 binine konaklama tesislerde düzenli hizmet veriyor. Türk Kızılayı olarak bu hizmetlerin gıda ve psikososyal ayağını yürütüyoruz. Asıl önemli çalışmayı ise sınır ötesi yardımlarında gösteriyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 872 milyon Lira (31.01.2015 tarihli rakam) değerinde insani yardımı 12 sınır üstü noktasından Suriye’ye gönderdik.

Bu rakama kamplarda verdiğimiz hizmetin bedeli ile, Türkiye’nin dört bir yanında kendi imkanlarıyla yaşamaya çalışan Suriye vatandaşlarına verdiğimiz hizmetler dahil değil.

Çatışmalar nedeniyle milyonlarca insanın etkilendiği bir diğer ülke ise Irak. Milyonlarca insan ülke içinde hareket halinde; sığınacakları güvenli bir bölge arayışında. Türk Kızılayı olarak ülkede kapsamlı bir insani yardım çalışması sürdürüyoruz. Türkiye’den temin edilen yardım malzemelerini tırlarla ülkeye sevk ediliyor, personelimiz aracılığıyla ihtiyaç sahibi insanlara dağıtılıyor.

Ülkemize de çok sayıda Iraklı göç etti. Onların ihtiyaçlarının karşılanması konusunda bir çalışmanız var mı?

Irak’taki gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Dönem dönem ben de bölgeye gidip yardımlarımızın bir sonraki aşaması hakkında istişarelerde bulunuyorum. Erbil, Kerkük ve son olarak Bağdat’a bir ziyaret gerçekleştirdim. Hem Irak’ta yerlerinden olan insanlara, hem de ülkemize gelen Türkmenler başta olmak üzere diğer gruplara yardım yapılması konusunda yol haritası belirledik. Çok şükür, Irak’ın içinde yardımlarımız sistemli bir şekilde devam ediyor.

Irak’tan kaçıp Türkiye’ye gelen Türkmen kardeşlerimiz için ise büyük bir yardım çalışması başlattık. Şubelerimizi bu konuda harekete geçirdik. Gıda, giysi, ev eşyası başta olmak üzere ailelerin her türlü ihtiyacını karşılamak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. İşçi örgütleri, firmalar ve vatandaşlarımız önemli desteği var. Bu destekler sayesinde akan gözyaşlarını dindireceğiz.

Gazze’deki çalışmalarınız ne durumda?

Türk Kızılayı olarak 2006 yılından bu yana Gazze’ye yardımda bulunuyoruz. Delegasyon Başkanlığımız çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Sadece insani yardım malzemesi değil alt yapı çalışmaları ve tarım projelerini de hayata geçirdik.

8 Temmuz 2014 tarihinde İsrail’in başlattığı hava saldırılarından sonra da Gazze’ye yardıma devam ettik. Ateşkesten hemen sonra yardıma başladık. Mısır üzerinden insani yardım malzemesini bölgeye gönderdik. Hava yoluyla ilaç ve benzeri tıbbi malzemeleri bölgeye ulaştırdık. Hastanelerde tedavi gören Gazzeliler için Sosyal Güvenlik Kurumu ile ortak bir çalışma yürüttük. Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içinde, yaralı Gazzelilerin Türkiye’de tedavisi için çalışma yaptık. Gazzeli yaralılar hava ambulansı ile Türkiye’ye getirildi, tedavi altına alındı.

Okullara sığınan binlerce Gazzeliye temiz içme suyu verdik. Bu çalışmayı her gün tekrarladık. Şimdi de Türk halkının zekat yardımlarını yetim çocuklara ulaştırıyoruz. Gazze’yi dün olduğu gibi bundan sonra da yalnız bırakmayacağız.

Yürüttüğü faaliyetlerle dünyada bir marka değeri taşıyan Türk Kızılayı, sosyal yardımlar konusunda neler yapıyor?

Türk Kızılayı’nın merkezi, bölgesel ve yerel düzeydeki sosyal yardım hizmetleri kapsamında; şubeler aracılığıyla ve doğrudan yapılan sosyal yardımlar, bireysel yardımlar, toplu yardımlar, afet müdahale sonrası iyileştirme sürecinde yapılan yardımlar, afet özelliği taşımayan ve Türkiye genelinde oluşan münferit yangın ve su baskınlarından etkilenen vatandaşlara yapılan yardımlar yer alıyor. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen sosyal yardım çalışmalarından 1 milyon 500 binin üzerinde vatandaş yararlandı. 2014 yılı içerisinde Türk Kızılayı bünyesinde faaliyetlerini yürüten Aşevleri, Huzurevleri, Öğrenci Yurtları, Giyim Yardım Merkezleri ve Kimsesizler Evlerinden ihtiyaç sahiplerinin yararlanmasını sağladık.

Sosyal refahın sağlanmasına destek amacıyla “Zekât Şartlı Bağış Projesi, Vekâletle Adak Kurban Kesimi ve Dağıtımı, Vekâletle Kurban Kesim Kampanyası, Sevgi Bohçası Projesi, Kızılay Kart Projesi ve Sağlık Hizmetleri” çalışmalarımızla ulusal sosyal yardım projelerinin uygulamalarını 2014 yılında da devam ettirdik.

Son olarak, kurumunuza çok çeşitli şekillerde bağış yapılabiliyor. Aşevlerinden özel eğitim sınıflarına, zekat ve adaktan Kızılay Kart’a kadar. Kızılay’a destek vermek ya da bağış yapmak isteyen yardımseverler nelere dikkat etmeli?

Hayırseverlerin merhamet duygularının sömürülmemesi, yanlış uygulamaların önüne geçilebilmesi için büyük hassasiyet gösteriyoruz. Bunun için yardım ve bağış modelleri geliştirdik. Böylece hayırseverlerimiz yardımlarını en kolay ve faydalı şekilde gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırabiliyorlar.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, Türk Kızılayı’nın güvenli bağış yöntemlerinden birini kullanma. Bağışçılarımız, internet sitemiz www.kizilay.org.tr’yi kullanarak, 168 ücretsiz bağış ve çağrı hattımızı arayarak, bankalardaki Kızılay hesap numaralarını kullanarak ve şubelerimiz aracılığıyla bağışlarını güvenli bir şekilde gerçekleştirebilirler.

Ayrıca tüm cep telefonu operatörlerinden 2868’e “KIZILAY” yazıp SMS gönderdiklerinde de kolayca 10 TL bağışta bulunmuş olacaklar.

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği