SANAYİDEN KAÇIŞ DURDURULMALI

11 Haziran 2015

Geçtiğimiz günlerde görkemli bir davetle 24. Yıllarını kutlayan OSİAD Başkanı AHMET KURT ile yerli üretim, sanayimizin ekonomide ki konumu ve gündem üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.



Bize kendinizden ve neler yaptığınızdan kısaca bahseder misiniz?

58 yaşındayım. Meslek hayatıma 1976 yılında başladım. Telekom sektöründe çalışıyorum. Sivil toplumla olan bağım o dönemlerden gelen bir şey. 1978 yılında PTT Teknisyenler Derneği Örgütlenme Sekreterliği’ni yaptım. 12 Eylül dönemini bu dernek içerisinde geçirdim. Ayrıca 1984 yılına kadarda bu dernekte Teknisyenler Birliği adlı derginin de yazı işleri müdürlüğünü yaptım. Yani oralardan başlayan bir sivil toplumculuğum var. Daha sonra oradan ayrılıp NETAŞ Ankara Bölge Müdürlüğü yaptım. 14 yıl orada çalıştıktan sonra NETAŞ’ın özelleşmesiyle birlikte kendi şirketimi kurup ayrıldım. Şuan Ankara NETMON AŞ diye bir şirketim var. 156 çalışanımla birlikte Telekom sektöründe Türkiye sıralamasında 12’inci sıradayız. 7 Şubat’ta OSİAD Başkanlığı’na seçildim. Bundan öncesinde de 6 yıldır başkan yardımcılığı görevini yapıyordum. Ayrıca İç Anadolu Sanayicileri Dernekleri Federasyonu’nda da başkan yardımcılığı yapıyorum. Bu cumartesi günü yapılan bir genel kurulda da (TURKONFED) Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nda Kobilerden sorumlu başkan yardımcılığına seçildim. Yani genel olarak benim sivil toplumculuk ve iş hayatım bu şekilde ilerliyor.

Geçtiğimiz günlerde düzenlenen OSİAD’ın 4’üncü yıl dönümü kutlamaları ve ödül töreniyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Bizim açımızdan çok önemliydi. OSİAD’ın kuruluş geceleri her zaman politik ve ekonomik mesajların da verildiği bir gece oluyor. Aslında bu gecemizde Ankara Sanayi Odası ve Ticaret Odası Başkanlarının da olması bekleniyordu. Biraz seçim atmosferinin yakın olması, ramazan ayının çok yakın olması gibi etkenler tüm sivil toplum örgütlerinin kendi programlarını mayıs ayının içerisine sıkıştırmalarından kaynaklanan bazı katılım eksiklikleri oldu. Buna rağmen yine de üst düzeyde katılımlar oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç vardı. Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar vardı. Aynı zamanda MHP Milletvekili adayları vardı. Biz dernek olarak tüm siyasi görüşlerin orada kendini ifade etmesiyle ilgili bir açık tarafımızda var ama ancak gelenlere söz verebiliyoruz. CHP ve MHP’den gelenler olduğu için onlara söz vermiş olduk. İlk defa da sanayi ödülleri dağıttık. Bu anlamda da bizim gecemiz son derece önemliydi.

OSİAD’ın çizgisi nedir? Öyküsünü bir de sizden dinleyebilir miyiz?

OSİAD 1991 yılında kurulmuş bir dernektir. 16 kurucu vardır. Bu kurucuların tamamı derneğin örgütlük yapısı içerisinde yer alıyorlar. İlk kurucu başkanımız Önder Bülbüloğlu, daha sonra Suat Hisarcıklılar, Sait Ulusoy, Mehmet Akyürek, Nihat Güçlü ve şuan CHP Ankara İl Başkanı olan Adnan Keskin’in başkanlık yaptığı bir süreçten geçmiştir. Bu dönemde de başkan olarak ben görev yapmaktayım. OSİAD kurulduğu günden bu güne kadar demokratik, laik hukuk devletini hep savunan ve bu konuda da tavrını hiç değiştirmemiş derneklerden bir tanesidir. Bugünkü çizgimizde hala aynı şekilde Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, hukukun üstünlüğüne inanan demokrat bir derneğiz.

OSİAD’ın savunduğu yerli ürün kullanımı ne durumda?

Ostim bölgesi yerli üretimin merkezlerinden bir tanesidir. Sadece yerli üretim yapmaktan öte Ankara’nın kaderini ve görüntüsü de değiştirmiş merkezlerin başında gelir. Türkiye Sanayisinin merkezi İstanbul, Antep, Kayseri vb. iller bilinirken Ostim bu görünüşü de ortadan kaldırarak artık Ankara’yı da bir sanayi kenti görünümü haline kavuşturmuştur. Ostim’in 2 farklı özelliği de var. Birincisi; yerli ürün üretiyor, ikincisi de Ostim büyük sanayici üretiyor. Bu anlamda da çok önemli bir misyonu var. Katma değerli ürün konusunda eksiklerimiz var. Bu konuyla ilgili bizim de önümüzdeki dönemlerde hükümet ve meclis tarafına bazı çözüm önerilerimiz olacak. Çünkü katma değerli ürün hadi üretelim deyince olacak bir şey değil. Onun arkasında çok büyük bir bilgi ve deneyim birikimi var. Bunu hızlandırabilecek bazı tedbirler alınması gerekiyor.

Sanayi Odası Başkanı Sayın Özdebir Türkiye’de giderek üretmemeye başladığımızı söylüyor. Sizin de “Sanayiden kaçış durdurulmalı” gibi bir açıklamanız var. Biz giderek üretmeyen ve sanayiden kaçan bir sektöre mi dönüşüyoruz?

Aslında sanayi odası başkanının da bizim de söylediğimiz şey tam olarak üretmiyor değiliz, üretiyoruz fakat katma değerli ürün üretmiyoruz. Böyle olduğu içinde kar marjları oldukça düşük seviyelerde kalıyor. Dolayısıyla sermaye sahibi cebinde parası olan sanayide üretmek yerine inşaat sektörüne kayıp oradan daha büyük kar marjları elde ediyorlar. Perçin Dergisinin kapak sayfasında da “Sanayi demode, inşaatlar şahane” gibi bir ifade var. Benim kuruluş gecesinde de üstüne basarak özellikle söylediğim Türkiye’yi kalkındıracak olan sadece perakende satış sektörüne yönelik AVM’ler değil, sanayi yapılarının olmasıdır. Bununla ilgili meclisin açılmasıyla birlikte bazı önerilerimiz olacak.

Burada gördüğümüz birçok sektör var, Ostim’de durum nedir?

Ostim’de 17 tane ana sektör var. Bu sektörlerde hem sanayi ürünleri hem de hizmet üretiliyor. Katma değerli ürünlerin az üretildiği alanlarda hizmet sektörü öne çıkmış durumda. Aslında bir şekilde de Türkiye’de sanayi sektörü gerilerken hizmet sektörü ilerliyor. Hizmet sektörü de tabi ithal ikame ürünlere dayanıyor. İthal ürünlerin fazla oluşu, ucuz ve düşük maliyetli gelmesi sanayi üreticilerinin bunlarla rekabet edememesi nedeniyle artık iş al sat, yap tak durumuna dönüyor. Dolayısıyla hizmet daha ağırlıklı bir hal alıyor.

2015 yılı sizin için nasıl geçiyor? Gelecek yıllardan beklentileriniz nelerdir?

Bugüne kadar çokta iyi geçtiğinden bahsedemeyiz. Her seçim dönemi aslında ekonominin biraz daha canlanıyor olması gerekir. Fakat bu seçim döneminde bu alanda da bir kırılma yaşandı. Birçok seçim yatırımı yapılıyor olmasına rağmen Türkiye’nin büyüme hedefleri hep revize edildi. İşsizlik oranında önemli artışlar ortaya çıkmaya başladı. Şuanda neredeyse %11,3 seviyelerinde gözüküyor. Bir sanayici olarak şöyle ifade edersem; 2013’ten 2014’e geçerken yatırım ve üretim hedeflerinin yaklaşık %30’lar civarında görebiliyorduk. 2014’ten 2015’e geçerken görebildiğimiz rakam ise %5’ler seviyesindedir. Maalesef 2016 içinde şu anda bir öngörümüz yok. Yeni kurulacak hükümete bunlardan bahsedeceğiz. Özellikle İş barışının sağlanmasına yönelik bir dizi önlem alınması gerekiyor. Mesela bunlardan bir tanesi kıdem tazminatıyla ilgili olan kısmıdır. Kıdem tazminatının kullanılma oranı tüm çalışanlar açısından baktığınızda %11 civarındadır. Aslında geriye %89’luk kıdem tazminatından faydalanmayan bir çalışan kesimi kalıyor. Bizim bu konuda bir önerimiz var. Yani kıdem tazminatını tüm çalışanların %100’ünün kullanabileceği bir sitem önerimiz var. Bunun hem işveren hem de işçi tarafını rahatlatacağını düşünüyorum. İkincisi de katma değerli ürün üretmedeki bilgi ve deneyim eksikliğini kapatabilecek bir sisteme ihtiyacımız var. Bu sistemde yurt dışındaki teknoloji firmalarının fabrikaları satın alınarak o bilginin bizim sanayimize transferinin sağlanmasına yönelik bir öneridir.

Röportaj: Ayşegül AKTEPE

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği