MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI AHMET GÜNDOĞDU

2014-12-02



YENİ ANAYASA YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE’NİN YOL HARİTASI VE ROTASI OLACAKTIR.

MİLLİ İRADE ÇANKAYA’YA ÇIKTI, MECLİS ÜZERİNDEKİ VESAYET KALKTI

MECLİS ÖZEL: Sayın Gündoğdu, öncelikle ilk defa cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle bir devir kapandı. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?

GÜNDOĞDU: Siyaset bilimciler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirirken 10 Ağustos öncesi 10 Ağustos sonrası diye ayırmak durumunda kalacak. 10 Ağustos öncesi seçilen Cumhurbaşkanları (darbeyle işbaşına gelenler hariç) halkın seçtiği milletvekillerinin oylarıyla seçildi. 10 Ağustos’ta seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan doğrudan halkın oylarıyla seçildi, bir değişiklik olmaz ise bundan sonra seçilecek cumhurbaşkanları da halkın doğrudan oylarıyla seçilmeye devam edecek. Bu ne getirdi? Bu 367 krizine ya da garabetine neden Meclis üzerinde C.Başkanlığı seçimi odaklı vesayet kurma ihtimaline bütünüyle son veriyor ve siyasi partiler üzerindeki olası vesayet girişimlerini bütünüyle kaldırıyor. Dolayısıyla halk bağımsız, özgürce ve hiçbir vesayetçi anlayışa boyun eğmeden sandığa tercihini yansıtabiliyor. Cumhurbaşkanının, halkın doğrudan oylarıyla ve en az yüzde 50 oyunu alarak seçilecek olması nedeniyle sorumluluğu daha da arttı. Bu bir anlamda fiili yarı başkanlık sistemidir. Bu siyasi tablo Yeni Anayasa ile birlikte yürütmenin kendi içinde yeniden görev ve yetki dağılımını yapmasını gerektiriyor.

ESKİ TÜRKİYE YASAKLARIN, YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE ÖZGÜRLÜKLERİN SEMBOLÜ.

MECLİS ÖZEL:“Yeni Türkiye” söylemini siz nasıl değerlendirirsiniz? Eski ve yeni arasındaki fark nedir?

GÜNDOĞDU: Yeni Türkiye kavramını, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 10 Ağustos seçimlerinde ortaya attı. Halka, Eski Türkiye’ye karşı Yeni Türkiye vaadinde bulundu ve toplumun yüzde 52’sinin onayını aldı. Biz Memur-Sen olarak, uzun süredir Eski Türkiye’ye karşı Yeniden Büyük Türkiye idealini teşkilatlarımızla birlikte, milletimizle paylaştık. Eski Türkiye ile Yeniden Büyük Türkiye arasında çok derin farklar var. Eski Türkiye’de devletin milleti vardı, Yeniden Büyük Türkiye vizyonunda milletin devleti var. Eski Türkiye’de vesayet rejimi ve kurumları hakimdi, Yeniden Büyük Türkiye’nin vizyonunda millet iradesi ve milletin kurumları var. Eski Türkiye’de darbeler, yasaklar, sınırlamalar revaçtaydı, Yeniden Büyük Türkiye vizyonunda demokrasi, özgürlük, sivilleşme revaçta. Eski Türkiye’de faili meçhul cinayetler, sürgünler, işkenceler vardı, Yeniden Büyük Türkiye vizyonunda işkenceye sıfır tolerans var, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması var, karanlıkların son bulması var.

PROGRAM İNSAN MERKEZLİ ANCAK UYGULAMASINI TAKİP EDECEĞİZ

MECLİS ÖZEL: 62. Hükümet Programını Memur-Sen olarak nasıl okuyorsunuz? Görüş ve önerileriniz nedir?

GÜNDOĞDU: 62. Hükümetin Programını incelediğimizde, insan, insan onuru, insani gelişmişlik, sosyal devlet, yeşil işler, yeşil üretim gibi sosyal ve insani kavramlarını sıklıkla kullanıldığını görüyoruz. Bu, Anayasa’da altı çizilen sosyal devlet kavramının programa yansıtıldığının önemli bir göstergesidir. Yine ekonomi, büyüme, kalkınma arasında doğrudan bağ kurulmuş olması ülkenin milli hasılasının büyütülmesi kadar milli hasılanın sosyal kesimler arasında adil dağıtılmasının da dikkate alındığına işaret ediyor. Ancak, lafa değil icraata bakarız. Dolayısıyla 62. Hükümet Programında yer verilen bu ifadelerin ve vaatlerin takipçisi olacağız. Gayri Safi Milli Hasıladan kamu görevlileri başta olmak üzere dar ve sabit gelirlilere ne kadar pay verileceğini izleyeceğiz. Eğer adil bir paylaşım yapılmazsa ilk önce toplu sözleşme masasında sonra da alanlarda bunun hesabını sorarız. Bugün Türkiye dünya ekonomileri içinde büyüklük olarak 17. sırada yer alıyor. Ancak, insani gelişmişlikte daha gerilerde, gelir dağılımı adaletsizliğinde AB ortalamasının çok üzerinde. Dolayısıyla ekonomik büyüklük ile insani gelişmişlik ve gelir dağılımının paralel bir noktaya çekilmesini bekliyoruz. Toplumun en yüksek gelirli yüzde 10’u ile en düşük gelirli yüzde 10’u arasındaki makasın iyice kapanmasını istiyoruz. Bizim 2014 yılı toplu sözleşmesi için taban aylığa zam istememizin temel nedenlerinden birisi de en yüksek maaş ile en düşük maaş arasındaki makasın daralması idi.

DEZAVANTAJLI GRUPLARIN İSTİHDAMINA ÖNCÜLÜK DEVAM ETMELİDİR.

MECLİS ÖZEL: Dezavantajlı gruplar için programda yeni vaatler var mı?

GÜNDOGDU: Kadın, genç ve engelli çalıştıranlara yönelik sigorta teşviklerinin devam ettirilmesi öngörülmüş, bu önemli. Yine engelli istihdamına devam edileceğinin altı çizilmiş, bu da önemli. Özellikle yüzde 30’larda olan kadın istihdamının yüzde 40’lara çıkarılması hedefinin konulması, bunun için çalışan kadınların çocukları için kreş ve bakımevi desteği sağlanacağının vurgulanması toplumun yüzde 50’sini oluşturan kadınlar için müjde niteliğinde. Bizim de toplum sözleşme masasında ısrarla gündeme taşıdığımız bu konunun acilen hayata geçirilmesi, kadın istihdamında patlama yapacaktır. Bu sosyal uygulamanın kısa sürede başlatılmasını bekliyoruz.

EKONOMİK VE SOSYAL RESTORASYON ÇALIŞMALARINA KATKI VERMEK İSTERİZ

MECLİS ÖZEL: Orta vadeli programlar ile bütçelerin hazırlanmasında sendikaların görüşleri alınıyor mu?

GÜNDOĞDU: Kalkınma planları hazırlanırken özellikle istihdam, sosyal güvenlik başta olmak üzere sosyal içerikli komisyon toplantılarına konfederasyon olarak çağrıldık. Biz de önemli katkılar sunduk. Yine bazı kurumlar stratejik planlarını hazırlarken konfederasyonumuzun görüş ve önerilerini aldılar. Ancak bugüne kadar Orta Vadeli Programlar ile bütçelerin hazırlık aşamasında konfederasyonumuzun görüş ve önerilerine başvurmadılar. Bunu büyük bir eksiklik olarak görüyoruz. Türkiye’nin en büyük memur konfederasyonu olarak, kamunun en önemli sosyal paydaşı, çözüm ortağıyız. Her şeyden önce Türkiye’nin geniş katılıma sahip ve anayasal kurumu olan Ekonomik ve Sosyal Konsey’in üyesiyiz. Maalesef Ekonomik ve Sosyal Konsey yaklaşık 5 yıldır toplanmıyor. Orta vadeli programlar ve bütçeler hazırlanırken de sendikaların görüşleri alınmadığı için tek taraflı ekonomik programlar yapılıyor. Dolayısıyla ekonomik ve mali programların sosyal ayağı eksik kalıyor. 62. Hükümetin Programından Orta Vadeli Programının ve 2015 Yılı Bütçe hazırlıklarının başladığını öğreniyoruz. Bizden katkı isterlerse çok değerli katkılar sunarız. Hükümetin ekonomik ve sosyal alanda yapmayı planladığı restorasyonda somut teklif ve öneriler getiririz. Bu da Türkiye için kazanım olur.

62. HÜKÜMETİN İLK İMTİHANI MECLİS GÜNDEMİNDEKİ TORBA KANUNDUR.

MECLİS ÖZEL: Kamu görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarına ilişkin neler söylemek istersiniz, mağduriyetler nasıl giderilebilir?

GÜNDOĞDU: Memur-Sen hak arama mücadelesini bir aylık toplu sözleşme süreciyle sınırlı görmüyor. Hak arama mücadelesini 365 gün boyunca sürdürüyor. Kamu görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarını geliştirme, artırma ve koruma konusunda yetkili Konfederasyon olarak 61. Hükümet döneminde üzerinde uzlaştığımız ve 62. Hükümet açısından de yerine getirme sorumluluğunu üslenmek durumunda olduğu Kamu Personeli Danışma Kurulu Kararları, kamuoyunun, hükümet çevrelerinin, toplu sözleşme sürecini takip eden bürokratik çevrenin malumudur. Bu kararların bir kısmı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen Torba Kanun kapsamında yer aldı.

Bu vesileyle 62. Hükümetten ve Başbakan Sayın Davutoğlu’ndan, Türkiye’nin en büyük emek örgütü Memur-Sen olarak, üzerinde uzlaştığımız KPDK kararlarını hayata geçirmesini istiyoruz. Bu anlamda, Disiplin cezalarının affedilmesine yönelik düzenleme yapılmasını, 2005 yılından sonra göreve başlayanlara/göreve başlayacaklara bir derece verilmesini, emeklilik ikramiyesinin ödenmesinde 30 yıllık süre sınırlamasının kaldırılmasını, 4/C’li personelin kadroya geçirilmesini, uyarma ve kınama cezası verilen aday memurların memuriyetle ilişiğinin kesilmesi uygulamasına son verilmesini, Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Genel Müdür olarak görev yapmakta iken özelleştirme kapsamında Araştırmacı kadrolarına atananların istekleri halinde kariyerlerine uygun (mühendis, mimar, avukat gibi) kadrolara atanmasını, kadroya geçirilen İş ve Meslek Danışmanlarının maaş mağduriyetlerinin giderilerek ek ödemelerinin artırılmasını, Nöbetçi Memurluğu uygulamasının kaldırılmasını, Tapu çalışanlarının hukuki ve mali sorumluluğunu düzenleyen Medeni Kanunun ilgili maddesinde düzenlenme yapılmasını, iş yoğunluğu fazla olan mahkeme çalışanlarına fazla çalışma ücreti verilmesini, KİT’ler ve kamuda çalışan üniversite mezunu işçilerin KİT’lerde 2 sayılı cetvele, diğer kamu kurumlarında çalışanların memuriyet kadrolarına geçirilmesini, yurtdışı 4/B statüsündeki sözleşmeli personelin kadroya alınmasını ve aile yardımından faydalandırılmasını, KİT’lerdeki sözleşmeli personelin yıllık izinlerinin bir sonraki yıla devredilmesini, emekli kamu görevlilerine maaş promosyonu verilmesi ve aile yardımından faydalandırılmalarını sağlayacak yasal ve idari düzenlemelerin vardığımız uzlaşma doğrultusunda ivedilikle hayata geçirilmesini istiyoruz. Kamu görevlilerinin talep ve beklentileri bunlarla da sınırlı değil tabi ki. Kamu görevlilerinin diğer taleplerini hükümet ve bakanlıklarla görüşerek çözmeye, çare olmaya devam edeceğiz.

SOSYAL RESTORASYONA TAŞERON UYGULAMASINDAN BAŞLANMALIDIR.

MECLİS ÖZEL: Çalışma hayatının en büyük sorunlarından bir tanesi olan nitelikli işgücü ve güvenceli istihdam nasıl geliştirilebilir? Taşeron çalıştırmanın önü nasıl kesilebilir?

GÜNDOĞDU: 62. Hükümet Programı’nda ‘kaliteli, esnek ve güvenceli’ çalışmadan söz edilmektedir. Bu, kibarca kademeli olarak çalışanların güvencesini kaldırma, sosyal güvenlik haklarını tırpanlama girişimidir. Çünkü esnek çalışma modelin en kötü uygulaması taşeron çalıştırmakdır. Bugün taşeron uygulaması çalışma hayatının en problemli uygulaması haline gelmiştir. Taşeron uygulamasında kalite yok, güvence yok, sadece esnek çalıştırma var. Taşeron olarak çalıştırılan vatandaşlar idarenin ve işverenin keyfine göre kapının önüne konulmaktadır. Üstelik birçok sosyal hakları ödenmeden, sosyal güvenlik hakları tam olarak sağlanmadan yapılıyor. Bugün kamunun bazı birimlerinde taşeron çalışanların sayısı asli çalışanlarının sayısından fazladır. Gelinen noktada taşeron uygulaması çalışma hayatında kangrene dönüşmüştür. Dolayısıyla, sosyal restorasyon kapsamında ilk düzeltilmesi gereken sorunların başında bu uygulama gelmektedir. Aksi takdirde, çalışma hayatının sorunlarının derinleşmesine, sosyal sorunlarının katlanarak artmasına zemin hazırlacaktır.

19. FASLIN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ TAMAMEN KALDIRALIM

MECLİS ÖZEL: Kamu görevlilerinin siyaset hakkı, grev hakkı ve üniformalılar ile emeklilerin örgütlenme hakkında nasıl AB standartlarına yaklaşabiliriz? Bu konuda hükümetin yapması gerekenler nelerdir?

GÜNDOĞDU: Bugün hem kamu hem de özel sektör işçisinin siyaset yapma hakkı var. İşinin başındayken bir siyasi partiye üye olabilir, başkanlık dahil her biriminde yönetici olarak görev alabilir. İstifa etmeden milletvekili, belediye başkanı ve Meclis üyeliği adaylığını koyabilir. Memur ise siyasi parti üyesi olamaz, istifa etmeden hiçbir yere aday olamaz. Sadece üniversite öğretim üyeleri partilerin genel merkez organlarında görev alabiliyor. Halbuki, 1960 öncesi kamu görevlileri siyasette aktif rol alabiliyor, hatta il başkanı bile olabiliyorlardı. Memur-Sen olarak, Türkiye’nin en birikimli, ülke ve dünya gerçeklerini bilen, proje üretebilen kamu görevlilerinin siyasette aktif sorumluluk almasını istiyoruz. Kamu görevlileri hak arama mücadelesinde sivil itaatsizlik çerçevesinde iş bırakma da dahil olmak üzere fili olarak grev yapmaktadır. Biz, kamu görevlilerinin fiili olarak kullandığı bu hakkın hukuken de düzenlenmesi ve meşru bir zemine oturtulmasını talep ediyoruz. Örgütlenme hakkı boyutuyla ayrımsız (üniformalı-üniformasız) olarak, tüm kamu görevlilerine örgütlenme hakkının verilmesini istiyoruz. Bu temel hak ve hürriyetler alanındaki eksikliklerin giderilmesi durumunda İstihdam ve Sosyal Politika başlıklı 19. Faslın açılmasının önündeki en önemli engeller kalkmış olacaktır.

EMEKLİLİKLE BİRLİKTE MAAŞLARDA BİR GÜNDE REKOR DÜŞÜŞ

MECLİS ÖZEL:Kamu görevlilerinin fiilen çalışmakta oldukları dönemde aldıkları maaş ile emekli maaşları arasındaki aleyhe uçurumun giderilmesi konusunda hükümetin atmış olduğu bir adım var mı, bu açık nasıl giderilebilir?

GÜNDOĞDU: Bir hak bir günde yarı yarıya düşebilir mi? Bu mümkün mü? Türkiye’de mümkün. Bir gün önce 2.500 TL maaş alan bir kamu görevlisi emeklilik dilekçisini verdiği andan itibaren maaşı 1.250 TL’ye düşebiliyor. Kamu görevlisi harcamalarında hiçbir değişiklik olmadığı halde emekli olur olmaz gelirinde yüzde 50’lara varan oranda düşüş oluyor. Bu durum aileleri ikinci bir iş aramaya itiyor. Ya da geçim sıkıntısıyla karşı karşıya kalıyorlar. 62. Hükümet Programı’nı okuduğumuzda, hükümetin gelir düşüşünü fark ettiğini görüyoruz. Ancak doğru tespite rağmen yanlış önermede bulunulduğu gerçeğini de görüyoruz. Hükümet, yeni primler ödeyerek ikinci emekli maaşı alabilirsin diyor. Biz yeni külfet istemiyoruz. Emeklilik hesaplamasında kamu görevlilerinin maaşlarının tamamının esas alınmasını talep ediyoruz.

DEMOKRATİK YENİ ANAYASA YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE’NİN YOL HARİTASI OLACAKTIR

MECLİS ÖZEL: YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE diyorsunuz. Yeniden Büyük Türkiye’nin en önemli önceliği ne olmalıdır?

GÜNDOĞDU: Türkiye’nin en temel değişimi Yeni Anayasa olmalıdır. Biz Yeni Anayasa projesini Türkiye’nin en çılgın projesi olarak görüyoruz. Demokratik, özgürlükçü, sivil Yeni Anayasa Yeniden Büyük Türkiye’nin sağlam bir yol haritası, güçlü bir rotası olacaktır. Bu sağlam yol haritasının güvencesinde Türkiye, dünya mazlumlarının sözcüsü olacaktır. Her gün yeni türleri çıkan vesayet kalıntıları Yeni Anayasa ile bir daha ülke gündemini meşgul etmeyecek şekilde son bulacaktır. Bu da Türkiye’nin gelişmiş demokrasiler içinde en ön sıralara çıkmasını, insani gelişmişlik liginde lider ülkeler içinde yer almasını sağlayacaktır.

MECLİS ÖZEL: Sorularımıza içtenlikle cevaplar verdiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

GÜNDOĞDU: Ben sivil toplum ve sendikaların görüşlerini önemsediğiniz için, sayfalarınızda bizlerin düşüncelerine yer ayırdığınız için teşekkür ederim.
Röportaj: Ayşegül AKTEPE

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği