İki Günü Eşit Olan Ziyandadır

14 Mayıs 2015

Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Koordinatörü ve Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Nevin TAŞLIÇAY ile gündemi beraber değerlendirdik…




MHP Kadın Kolları Koordinatörlüğüne ocak ayında başladınız. Göreve gelirken hedef ve planlarınız nelerdi?

Kırşehir’in Kaman ilçesinde Milliyetçi bir ailenin kızı olarak büyüdüm. Bundan olsa gerek milletin tüm dertleri ile dertlenmek küçük yaşlardan kalan bir alışkanlık bende. E tabi böyle bir yetişme tarzı size oldukça fazla sorumluluklar yüklüyor hayatta. Mesela “Neme lazımcı?” olamıyorsunuz hiçbir şekilde. Her zaman için çevrenizdekilerin dertlerine çözüm bulma gereksinimi hissediyorsunuz. Yardım deyince en kıymetlileriniz, yani aileniz dahi yer yer ikinci planda kalıyor. Sadece bulunduğum yerin, taşıdığım sıfatın hakkını vermek gibi bir anlayışla hareket eden biri olarak ,bugün Genel Başkanımızın takdiri ile Milliyetçi Hareket Partisi Kadın Kolları Koordinatörü olarak atamam yapıldı. Ancak bu makamla ilgili olmasa da milletine dokunan birisi olarak illaki benim de milletime dair ülkülerim, tasarruflarım vardı. Ve şunu rahatlıkla diyebilirim ki ilk bir ay gözüme uyku girmedi. “İki günü eşit olan ziyandadır.” anlayışını hayatına düstur edinmiş birisi olarak bu pek normaldi tabi. Ve ilk bir ayda fark ettim ki çok hayalim varmış, şimdi bunları hayata geçirme zamanı deyince de heyecanlanıyorum. Düşünsenize kadim bir milletin milliyetçiliğini yapıyorsunuz ve milletinizin teveccüh gösterdiği parti de çok kıymetli insanların güvenleriyle işe koyuluyorsunuz. Akın akın insanlar geliyor. Herkes tüm samimiyetiyle bir şeyler yapmanın derdinde. Tüm bunlar bile hayallerimizi sınırların ötesine taşıyor. Bir tarafta engellisiyle, işsiziyle, köylüsüyle, hastasıyla, öğrencisiyle, şehit ailesiyle, gazisiyle, kadınıyla, yaşlısıyla pek çok sorun yumağının içinde bulunan milletin, diğer tarafta esir Türk Dünyası, mazlum coğrafyalar derken o kadar çok plan yapıyoruz ki. İnşallah 7 Haziran’a kadar bunları milletimize anlatacağız. Sonrasında ise tabiî ki icraat zamanı.

Haziran ayında gerçekleşecek olan Genel Seçimler hem iktidar hem de muhalefet partileri açısından çok önemseniyor. 2015 Genel Seçimlerini önemli kılan sebepler nelerdir?

İktidarın yaptığı hataları kendisinin bile dönem dönem değişik şahısların tasarrufunda ifade etmesi, yolsuzlukların üstünün örtülmesi, kaçak saraylar, sokak ortasında şehit edilen askerler, maden ocaklarındaki ölenlerin yakınlarının yerlerde tekmelenmesi gibi pek çok meselenin milletimizi ciddi manada iktidarı sorgulamaya ittiğini düşünüyorum. Dün devletin tüm imkanlarını seferber ettikleri kişiler tarafından aldatıldıklarını ifade etmeleri, bugün açılım meselesinde dahi yıllardır Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi bu ülkede Kürt sorunu yoktur söylemine gelmeleri milletin gözünden kaçmıyor. Ve iktidar oyları ciddi manada sarsılmaya başladı. Tabi bu iktidarı panikletmekle kalmadı, söylem değiştirmelerine dahi sebep oldu. Üstüne bir de MHP’nin aday adaylık sürecinde dahi insan kalitesiyle kendini ortaya koyması 2015 seçimlerini varlık ve yokluk mücadelesine dönüştürdü. İş çevrelerinin istikrar yalanını bütçelerinde hissetmemeleri, 10 yılda maaşlara gelen zam ile elektriğe, doğalgaza, petrole gelen zam arasındaki uçurum, açılım adıyla bir bölgenin teröre terk edilmeye kalkışılması artık gün gibi ortada. Türk yatırımcılar artık Orta Doğuyla ticaret yapamadığının, işçi üretimin inşaattaki ranta tercih edildiğinin, gençler yandaşa verilen sınav sorularının, emekli maaşına gelen komik zammın, maden işçisi güvensiz maden ocağının, kadınlar tacizin, şiddetin doğallaştığının farkında. Ve iktidar da, insanların bunun farkında olduğunun farkında. E bu kadar farkındalık ise bu seçimin önemini kendiliğinden gösteriyor.

Milliyetçi Hareket Partisi seçimlere nasıl bir örgütlenme ile gidecektir?

Milliyetçi Hareket Partisi 46. yılında da bütün imkanlarıyla yarın seçim varmışçasına çalışmasına devam ediyor. Tüm teşkilatlarıyla il il, ilçe ilçe, köy köy iktidarı devralacak olmanın heyecanını yaşıyor. Özellikle kongrelerini daha çok kısa bir süre önce tamamlaması, liderine olan güvenini dosta düşmana haykırması bu heyecanın, hazır oluşun en büyük göstergesi. Kongrenin tabanda yeniden Ergenekon’dan çıkış olarak değerlendirilmesini de lafı gelmişken gözden kaçırmamalı. Hatta daha yeni bahsettiğimiz yükselişte bu inancın payına da değinmeden geçmemeliyiz. Milliyetçi Hareket Partisi lideriyle, kadrosuyla, kadınıyla, erkeğiyle 7’sinden 70’ine iktidara odaklanmış durumda. Mesela biz kadın kolları olarak bu seçimde “Kadınlar geleceğine sahip çıkıyor!” sloganıyla sandıkta yolsuzluğa hayır diyeceğiz. Meydanda kazanacağımız seçimi sandıkta kaybetmek istemiyoruz.

Mitinglere gelince Genel Başkanımızın ilk miting olarak yurt dışını seçmesinin benim açımdan önemine de değinmek istiyorum. Ben gurbetçi bir babanın çocuğuyum. Hala kardeşlerim yurt dışında ikamet ediyorlar. Ve Avrupa Türklüğüne verilen önemin bu şekilde gösterilmesini çok önemli buluyorum. Çünkü Avrupa Türklüğü zor zamanlardan geçiyorlar. Özellikle 3. nesille birlikte sorunlar yığılmaya başladı. Milliyetçi Hareketin iktidarı bu manada önem arz ediyor. Ancak milli bir iktidarla bu sorunlar ciddi çözümlere kavuşturulabilir.

Her açıdan Almanya’da başlayacak olan dirilişi herkes bekleyip görmeli. 8 Haziran sabahı güneş, tüm Türk Dünyasına, mazlum coğrafyalara, emekliye, işçiye, partili partisiz ayırt etmeden tüm Türk milletine umudun adı olarak doğacak inşallah.

Partinizin iktidar projelerinden bizlere kısaca bahseder misiniz?

İktidar açılım karanlığından vazgeçmese de meselenin Kürt Sorunu temelli olmadığını alenen kabul ediyor artık. Ve bizler de bu açılım maddeleriyle bebek katilinden gelen yol haritalarının gönüllerde, ülkede açtığı sorunların farkındayız. O sebeple ilk önceliğimiz bu garabete son verilmesi olacak. Şehit yok diyerek ağaca bağlanarak öldürülen korucuları, sokak ortasında şehit edilen askerleri, polisleri yok sayan zihniyete son vereceğiz. Sonrasında ise bu kadarla bitmiyor tabi ki mesele. Düşünsenize sıfır sorun politikasıyla çıktığımız dış politika yolculuğu sıfır ticarete dönüşme durumunda. Bu da ekonomik sorunların en büyük habercisi. Yarınları ipotek altına alacak hatanın bir diğer adı. Bu manada orada çok işimiz var. Ve samimiyetle ifade etmek gerekir ki Milliyetçi Hareket kadroları bu yükün sorumluluğuna hazır. Milletvekili adaylarımıza baktığınızda da bunu kolayca müşahede edebilirsiniz. Yolsuzluğun, inşaat sektörüyle sağlanan rantın, parsel parsel satılan şehirlerin, babalar gibi 1-2 yıllık karına satılan kamu işletmelerinin, ücretsiz sağlık hizmeti denilmesine rağmen alınan paraların, bulunamayan ilaçların, öğrencinin önünde azarlanan öğretmenin, köşe başlarında dilenen Suriyelilerin, bacağını kaybetmiş gaziye edilen lafların hepsiyle hesaplaşmaya hazır. Parti programımız da bu kapsamda geniş yelpazede toplumun pek çok sorununa çözüm olacak nitelikte.

Adaylardan 484’ü erkek, 66’sı kadın. Kadın milletvekili aday sayısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Mecliste daha çok kadın vekil görebilecek miyiz?

Burada şunu net ifade etmeliyim ki vekillikte erkek ya da kadın ayrımı yapmaktansa liyakat ayrımı yapmanın daha doğru olduğuna inanıyorum. Hak ettiği halde kadın diye bir siyasetçinin engellenmesine karşı olmamak değil bu tabi ki. Ancak kadın kontenjanı diyerek sırf kadın olduğu için liyakatine bakılmaksızın aday belirlemek Türk siyaseti için sağlıklı olmaz diye düşünüyorum. Yoksa Türk tarihinde kadının yeri sözde kalmamıştır. Bildiğiniz üzere kimi zaman devlet yönetmiştir, kimi zaman Bacıyan-ı Rum adıyla dünyanın ilk kadın iş teşkilatını kurmuştur. Bununla yetinmeyip kocasıyla çift de sürmüştür, kağnılarla topta taşımıştır. Yani cinsiyet hususundaki oranlar Türk toplumunun kadim bir gereği değildir bugün ki siyasi tabloda. Aksine geçmiş ile bugün arasındaki kopuşun göstergesidir. Tabi Türk milliyetçiliği özelinde de bu tablo milliyetçiliğin erkek egemen yapısının bir getirisi değildir. Yoksa Ziya Gökalp Türkçülüğün Esaslarında Aile bahsinde çok net ifade eder: Kadınsız bir toplum ilerleyemez. Toplumun ilerlemesi için kadının eğitimi şart der. Tabi tüm bunların dışında kadın eliyle Türk siyasetinde, ülkede, dünyada düzeltilecek çok şey olduğuna inanıyorum. Çünkü kadın nezakettir, estetiktir, merhamettir. Bu manada Türk kadınını siyasi arenada da aktif olarak yerini alması adına çalışmalarımız önümüzdeki süreçte başlayacak. İnanıyorum ki bu çalışmalardan sonra Türk milleti pek çok cevheri keşfedecek ve siyasi arenada görecektir.

4’ü bedensel, 1’i görme engelli adayınız var. Engelli vatandaşlarımızın aday gösterilmesi çok sevindirici. Onlar için projeleriniz nelerdir?

Biz özellikle kadın kolları olarak; engelliler, lösemili çocuklar, otizm, down sendromu, çocuk gelinler, engelli çocuk anneleri, sokak çocukları, madde bağımlılığı gibi birçok başlıkta , milletimizin tek bir ferdinin derdi dahi bizim milliyetçilik anlayışımızın içindedir diyerek çözüm aramaya çalışacağız. O yüzden bir şekilde imkanı kısıtlı olan herkesin meselelerini ince eleyip sık dokuyoruz. Yaşadıkları sorunları anlamaya çalışıyoruz ve bu sorunlara çözüm arıyoruz. Bu kapsamda yaptığımız çalışmalar özellikle seçim sonrası çokça icraata dönüşecek inşallah. Bu milletin milliyetçiliğini yapmak üze

re çıktığımız yolda her kesimin hakkının korunması üzerimize görevdir.

“Evladını koru! Ailene sahip çık! Milletinin uyuşmasına izin verme!” diyerek MHP’li kadınlar olarak bağımlılık karşıtı bir kampanyaya başladınız. bize kampanyayı anlatır mısınız?

Madde bağımlılığı ne yazık ki çocuk yaslara kadar düştü. Ve biz bu sebeple Türk milletinin geleceği hususunda ciddi endişeler duyuyoruz. Milletin umut kaynağı çocuklarımızın madde bağımlılığı düzeltilemeyecek sonuçlar doğurabilir. O yüzden bu konuda çocuklarımızla imtihan edilmemiz bizlere büyük korkular yaşatıyor. Ben üç çocuk annesiyim, değil kendi çocuğum, hiç tanımadığım bir ailenin çocuğunu bu halde düşündüğümde dahi kahroluyorum. Ve bu sorunu Milliyetçi Hareket Partisi kadınları ile minimize edebileceğimizi düşünüyorum. Bu itibarla şu anda alanında ehliyet sahibi akademisyen, doktor, eğitmen, psikolog, sosyolog bir grup arkadaşımız, anne baba eğitimi hususunda çalışmalar yapıyor. Tamamlandığında inşallah tüm Türkiye'de bu konuda farkındalık yaratmak üzere çalışmalarımıza başlayacağız. Ve madde bağımlılığı ile mücadeleyi eve taşıyıp, çocuklarımız farkında olmadan bu çalışmayı hayata geçireceğiz.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin sosyal yardımlara çok önem verdiğini bizler basından takip ediyoruz. Ankara’da vatanlarından kopup gelmiş Türkmen’ler için Mamak, Çankaya ve Yenimahalle Kadın Kolları ile birlikte sizin de çalıştığınızı biliyoruz. Neler yapıyorsunuz, ihtiyaçlar neler ve nasıl yardımcı oluyorsunuz?

Aklınıza gelebilecek her şeyi ihtiyaç listesinde sayabiliriz, insanlar canını zor kurtarmış, bir ev düşünün 80 kişi, 40 kişi, 35 kişi çoğunluğu çocuk üzerine basacak halıdan tutunda su içecek bardağa kadar ihtiyaç. İnsanımız gerçekten duyarlı, doğru anlatıldığında milletimizin duyarsız kalmadığını gördük. Biz biraz vesile olduk. Birçok şehirde birçok aile olduğunu öğrendik. Biz yoğunluğun olduğu Mamak bölgesine destek olmaya çalıştık. O evleri gezerken gördük ki bizim kadın kollarımızda görevli arkadaşlarımız o kadar sahiplenmişler ki artık hepsi ismen tanış olmuşlar. Mamak, Keçiören, Yenimahalle, Çankaya ilçe teşkilatlarımız başta olmak üzere hem onlara hem de bize ulaşan ve bizim ulaşabildiğimiz ailelerimize elimizden gelen her türlü destek verilmeye çalışılmıştır. Bu vesile ile teşkilatlarda görev yapan gönlü zengin güzel kardeşlerime yürekten teşekkür ediyorum, ellerine emeklerine sağlık.
Röportaj: Ayşegül AKTEPE

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği