HEDEF ÜRETİM VE TASARIM ÜSSÜ OLMAK

11 Ocak 2016

Ülke olarak 2023 hedeflerine emin adımlarla ilerlerken, gücümüzün ve istikrarımızın yolu bilim ve teknoloji üretiminden, sanayide yetkinlikten geçtiği noktasında hepimiz hem fikiriz. Önümüzdeki sürecin hedeflerini Sayın Bakanımız FİKRİ IŞIK’a sorduk…



Öncelikle AK Parti’nin yeniden tek başına iktidara gelmesini nasıl değerlendirirsiniz?

2002 yılında iktidara gelen AK Parti 13 yılda ülkeyi başarıyla yönetmiş, demokrasimizi geliştirirken ekonomimizi de 3 kattan fazla büyütmüştür. AK Parti vesayetçi sisteme son vermiş, siyasi ve ekonomik reformlarla ülkemizi bir üst lige taşımıştır. Bu açıdan milletimizin güvenini kazanmış, başarı konusunda kendisini ispat etmiştir. Yüklendiği temsil görevini layıkıyla yerine getirmek için gayret göstermiş, milli iradenin üstünlüğünden taviz vermemiştir. 7 haziran seçimleri sonrası oluşan tablodan memnun olmayan milletimiz yeniden AK Parti’ye yönelmiş ve teveccühünü eksik etmemiştir. Milletimiz Umudu yeniden AK Parti de görmüştür. AK Parti de 7 Haziran sonrası kendisini gözden geçirmiş, milletimizin verdiği mesajlar doğrultusunda kendisini muhasebeye tabi tutmuş ve yeniden iktidar olma sorumluluğunu yüklenmiştir. 7 Haziran seçim sonuçları da bize şunu göstermiştir ki AK Parti ülkemizde siyasetin omurgası, milletimizin ta kendisidir. Doğudan batıdan ve toplumun her kesiminden oy alabilen bir parti olan AK Parti birlik ve beraberliğimizin de güvencelerindendir. Bunun bozulmasına AK Parti’nin bu çıtasının, başarısının ve temsil gücünün düşmesine fırsat vermeyecek, milletimizle kaynaşmış bir şekilde ülkemizin geleceği için çalışmaya devam edeceğiz.

Asgari ücretin artırımında nasıl bir yol izleyeceksiniz? Bakanlığınıza bağlı sektörlerde işverene bir desteğiniz olacak mıdır?

Milletimiz şunu iyi biliyor ki AK Parti verdiği sözün arkasında durur ve gereğini yapar. İnşallah milletimize söz verdiğimiz gibi asgari ücret 1300 lira olacak. Şu an Asgari Ücret Tespit komisyonu çalışmalarını sürdürüyoruz. İnanıyorum ki buradan bütün toplumsal kesimleri memnun edecek sonuçlar çıkacak. Kamuoyundaki tartışmaların dışında rasyonel verilerle bu konuyu konuşmak, işveren ve hükümet üzerine getireceği maliyetleri hesap etmek gerekir. Bizim yaptığımız çalışmalara göre Türkiye'de 3 milyon 453 bin 356 kişi imalat sanayinde çalışıyor. Bu kişilerin de 969 bin 700'ü asgari ücretle çalışıyor. Bu oran toplam çalışanın %28,1’ine tekabül ediyor. Hatta bu rakamın içerisinde asgari ücretten daha fazla ücret alıp işverenin asgari ücret üzerinden gösterdiği insanlar da var. Dolayısıyla maksimum yüzde 28'i asgari ücretle çalışıyor ve bu asgari ücretin artışını tüm yükü işverene bırakılmış olsa dahi bakanlık olarak yaptığımız çalışmada vergi öncesi karlılık yüzde 4,5'tan yüzde 3,5'un altına düşmüyor. Yani maksimum yüzde 21 kar kaybı oluyor. Hükümet olarak biz işvereni yalnız bırakmamaya, özellikle rekabette zorlanan sektörlerdeki işverenin üzerindeki yükün bir kısmını almaya gayret edeceğiz. Ama çok böyle yandık, bittik durumu yok. Her halükarda bu asgari ücret artışının Türkiye'deki istihdamı azaltmaması ve işsizliğin artmaması, sektörlerimizin rekabet gücünü olumsuz etkilememesi içinde elimizden gelen tedbirleri alacağız.

Türkiye'nin gelecek 4 yılda en önemli önceliği, Ar-Ge ve inovasyona dayalı nitelikli üretim yapısına geçmek olarak değerlendiriyorsunuz. Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar ve atılan adımlar nelerdir?

Bizim üzerinde durduğumuz konulardan biri sanayimizde nitelik artışı ve katma değerli, yüksek teknolojik ürünlerin oranının çoğalmasıdır. Bizim rekabet gücümüzü korumamız için buna ihtiyacımız vardır. Bugün gelişmiş ülkelerin kilogram başına ihracat fiyatı 4-5 dolarlar civarındadır. Bunun artışı için de Ar-Ge ve inovasyona dayalı üretimi teşvik ediyor, yenilikçi üretime geçmeye çalışıyoruz.

Sanayicisi, işadamı, eğitimcisi ve kamu yöneticisiyle herkesin buna inancı ve desteğiyle bu ekosistem bir gelişme ivmesi kaydetmiştir. Bu agresif olarak nitelendirdiğimiz desteklerle sanayici ve KOBİ’lerimizi destekliyoruz. Üniversite sanayi işbirliğini güçlendirmeye çalışıyor, bize yol göstermesi için sektörel strateji belgeleri hazırlıyoruz. Amacımız orta teknoloji düzeyinden yüksek teknolojili bir ekonomi düzeyine geçmektir.

2002 yılında % 47’lerde olan GSYH içerisindeki Ar-Ge harcama payı %1’i geçmiştir. Bunu elbette ki yeterli görmüyor, gelişmiş ülkelerdeki gibi % 3-4 seviyesine çıkarmak istiyoruz.

KOSGEB, Kurumsallaşma ve Markalaşma konularında 55 milyon lira bütçeyle proje çağrısı yapıyor. Buradan Kobilerimize neler söylemek istersiniz?

Markalaşma ve kurumsallaşma bizim en önem verdiğimiz konudur. İstiyoruz ki KOBİ’lerimiz kurumsal hale gelsin, markalaşma ve tasarımı artırsınlar. KOBİ’lerin ekonomideki etkinliklerini attırılabilmesi ve uzun ömürlü olabilmeleri için rekabet güçlerini yükseltmeleri önemli hale gelmiştir.

İşletmelerin ölçek büyüttükçe, ihracat, Ar-Ge ve tasarım yaptıkça, teknoloji düzeyini yükseltip karlılığını arttırdıklarını görüyoruz. Türkiye'nin de ölçek büyütmek için gayret göstermesi gerekiyor KOBİ ölçeğindeki firmaların daha fazla ihracata yönlendirilmesi ve Ar-Ge'ye özendirilmesi gerekiyor. Bu alana yatırım yapmadan sürdürülebilir kalkınma ve büyüme yakalamanın mümkün değildir.

2014 yılında başlattığımız Kurumsallaşma ve Markalaşma Destek Programı ile işletmelerimize 150 lira destek veriyoruz.

Yerli teknoloji üreten firmalara destekleriniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Bizim üzerinde durduğumuz en önemli hususlardan biri yerli sanayimiz ve yerli üretimdir. Politika olarak da bunu yerli, yenilikçi ve yeşil üretim şeklinde formüle ediyoruz. Ne üretiyorsak yerli üreterek, yenilikçi bir anlayışla üretecek ve çevreye duyarlı bir şekilde üretim yapacağız. Bizim politikamızın özü bu anlayışın geliştirilmesi, sanayicimizin üretim düzeyinin, Ar-Ge ve inovasyon potansiyelinin artması ve çevreye duyarlı bir anlayışla üretim gerçekleştirmesidir. Bunun için de Ar-Ge’den teknoloji transferine kadar çok çeşitli alanlarda destek ve eğitim programları yürütüyoruz. Kamu alımlarını bir kaldıraç gibi kullanarak yerli üretimi destekliyoruz. Buna göre kamu alımlarında yerli üretime % 15 fiyat avantajı sağlıyoruz.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 2023 hedefleri ve vizyonu nedir?

2023 bizim ülke olarak temel hedefimiz ve motivasyon kaynağımız. 2023 yılında 500 milyon ihracat gerçekleştirmek ve milli gelirimizi artırmak istiyoruz. Bu hedefler içerisinde bizim önem verdiğimiz husus ise halen %4’lerde olan yüksek teknolojili ürün ihracatımızı %15’ler düzeyine çıkarmaktır. Orta teknolojili bir ekonomi seviyesinden orta yüksek bir ekonomi seviyesine geçmektir. Sanayimizde nitelik artışını sağlamak, yeni sanayi strateji belgemizde de açıkladığımız gibi yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim ve tasarım üssü olmaktır. Bunun için insan kaynağının gelişiminden teknoloji transferine kadar çok çeşitli alanlarda destek programları geliştiriyoruz. Çünkü biz şuna inanıyoruz ki etrafımızın bu kadar istikrarsızlıklarla dolu olduğu, ülkemizin jeopolitik risklerle çevrili olduğu bir dönemde yerli sanayimizi ve teknolojimizi geliştirmek zorundayız. Bizim ülke olarak gücümüzün ve istikrarımızın yolu bilim ve teknoloji üretiminden, sanayide yetkinlikten geçiyor.

Röportaj: Ayşegül AKTEPE

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği