“Yaşanılacak bir Türkiye geliyor” sözünü bizlere nasıl tanımlarsınız?
13 yıldır Türkiye’de mevcut iktidarın özellikle demokrasiyle ilgili yapmış olduğu tahribat, ekonomi ve sağlıkla ilgili tahribat ve ücretlerle ilgili yapmış olduğu tahribatı çözeceğiz. Türkiye artık yeniden yaşanılacak bir ülke haline gelecek diye bir sloganla yola çıktık. Bunun çerçevesinde projelerimizle, seçim bildirgelerimizle anlatmaya çalışıyoruz. Bu sözün açılımı bu şekilde ifade ediyoruz.
2015 seçimlerinden CHP’nin ötesinde ülkemiz için beklentileriniz nelerdir? Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Öncelikle bizim hedefimiz iktidar olmaktır. Havayı görüyoruz, sahayı görüyoruz bunu hissediyoruz. Seçimden sonra Türkiye’de kartlar yeniden karılacak. Artık Türkiye yeniden şekillenecek, yeniden biçimlenecek, yeniden düzenlenecek. Türkiye’nin çok acil yargı bağımsızlığına ve demokratik açılıma ihtiyacı vardır. Bunun önlemini almamız lazım. Demokrasi olmayan ülkelerde en büyük tehlikelerden bir tanesi yabancı yatırımların gelmemesidir. Yabancı insanların Türkiye’ye bakış açılarıdır. Bunların acilen tedavi edilmesi gerekiyor. 7 Hazirandan sonra bizi bekleyen en önemli konuların bunlar olduğunu düşünüyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçim vaatlerini nasıl değerlendirirsiniz? Özellikle Anadolu’da kurulması beklenen “Megakent Projesi” hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Bizim projelerimiz dört ayaklı projelerdi. Bunlardan ilki birinci sınıf demokrasidir. Demokrasinin olmadığı ülkelerde hiçbir şeyin olmayacağına dair hukukun üstünlüğü projesiyle başladık. İkinci olarak rekabetçi ve yarışmacı bir ekonomiydi. Üçüncü olarak ülkede gelir dağılımının adaletli bir şekilde yayılmasıydı. Dördüncü ayağına geldiğimizdeyse bildiğiniz gibi Türkiye’nin yeni vizyonunu açıklayan projeyi açıkladık. Bu projenin açıklanmasından sonra Türkiye’de şuna eminiz kafalar allak bullak oldu. Asgari ücretin arttırılması, emekliye 2 maaş ikramiye verilmesi, maaşların dengelenmesi, SSK’lı çalışan, BAĞ-Kur’lu çalışanların dengelenmesi gibi birçok konumuz var. Bir de ekonomik projelerimizde kredi kartlarının yapılandırılması, faizler kaldırılması, esnafa ödedikleri vergi ve sigorta kadar sıfır faizle bir yıl içerisinde ödenmek kaydıyla kredi verilmesi gibi birçok konu var. Bizim projelerimizi anlata anlata zaten bitirme şansımız yok.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu dönemki projeleri kira öder gibi konut sahibi olmak, öğrenci kesimlerinin yurtlara yerleştirilmesi gibi birçok projesi var ama bu yeni açıkladığımız Merkez Türkiye Projesi bambaşka bir projedir. Yeni bir vizyonu açıklıyor. Bu güne kadar CHP’nin seçim bildirgesinde kademe kademe açıklanan yoksul olmayan bir Türkiye, taşeron işçisi olmayan bir Türkiye, kredi borcu çaresizliği olmayan bir Türkiye gibi bu projelerin sonunda baktık ki bir vizyon projesinin açıklanması gerekiyor. Bu birkaç yıldır yapılan bir hazırlıktı. Ciddi bir şekilde çalışma gerektiren CHP Genel Merkezi’nin belirli katları yıllardır AR-GE Merkezi gibi çalışıyor. Bu projede Anadolu’nun ortasına 58 ülkeye rahatlıkla ihracat ve sevkiyatın yapılmasına olanak sağlayacak bir şehrin kurulmasıdır. Bu şehrin yönetiminin vali, ticaret odası, sanayi odası, turizm ile ilgili kişilerin derneklerin bulunduğu sivil kuruluşlarla beraber yönetilmesi ve burada bürokrasinin asla olmaması ve buranın alt yapı problemlerinin de devlet tarafından çözümlenmesi yapılacak. Tüm dünyanın ticaret merkezi haline getirilerek, Çin’den gelen ürünün, Afrika’dan gelen ürünün, Avrupa’dan gelen ürünün Anadolu’nun ortasındaki bir şehirde merkezden tüm dünyaya sevk edilecek. Bu bağlamda da buraya dünyanın çeşitli markalarının AR-GE merkezleri ve üretim merkezleri kurularak Anadolu'da ’ir ateşin yanması hedefleniyor. Anadolu biliyorsunuz çok yoksul bırakıldı. Bu nedenle illerden ciddi göçler var. Mesela Sivas’ın nüfusunun iki misli İstanbul’da yaşıyor. Bu göçlerin önüne ancak böyle ciddi projelerle geçebiliriz. Siz Yozgat’tan İstanbul’a çok güzel bir yol yapabilirsiniz. Ama bu yol Yozgat’tan İstanbul’a göçmek için kullanılıyorsa amacına ulaşmamıştır. Ama Yozgat’ı kalkındırmak için, Yozgat’ı bir sanayi şehri yapmak için, üretim şehri yapmak için, teknoloji şehri yapmak için, bilim şehri yapmak için kullanıyorsanız amacına ulaşmış sayılır. Bu eksikliklerle yola çıkıldı. Bizde CHP olarak açıklamış olduğumuz projemiz çok ciddi yankılar buldu. Dünyanın her tarafından bize mesajlar yağıyor. Hatta çok enteresan şeyler var. Dünyanın çeşitli ülkelerinde yetişmiş beyinlerimiz bize bu projede yer almak istiyoruz diyerek bana haber yolluyorlar. CHP bu dönem iktidar partisinin ve diğer muhalefet partilerinin planladıklarını, seçim bildirgelerini, seçimde ne yapacaklarını tüm planlarını bozdu. Sistemin kimyasını bozdu bir anlamda. Çünkü öyle projelerle geldik ki çaresiz kaldılar. Bizim getirdiğimiz projelerin hepsi, seçim bildirgemizde ne varsa çok rahatlıkla yapılabilir, uygulanabilir. Bu nedenle de yapılacak çalışmaların devamıyla beraber iyi sonuçlar alacağız.
Seçim bildirgenizdeki ekonomik paketin kaynağı konusunda hiçbir sıkıntı olmadığını belirttiniz. Bu kaynağı bizlere nasıl açıklarsınız?
Bizim getirdiğimiz bu projenin kaynak sorunu yok. Bunun projenin komplesinin Türkiye’nin genel bütçesine maliyeti %2,9 ‘dur. Yani düşünün şuan Yenimahalle Belediyesi’nin bütçesi 350 milyon. Bu bütçenin % 2,9’u ne kadar? Yaklaşık 9,5 milyondur. Yenimahalle belediyesi bu 9,5 milyonu isterse park, bahçede kullanır, isterse personeline maaş olarak dağıtır, isterse okul yaptırır, isterse cami yaptırır, isterse kaldırım yaptırır. Bizde CHP olarak biz ülkemizin gelirinin % 2,9’unu emeklilerimize, taşeronlarımıza, asgari ücretlilerimize vereceğiz diyoruz. Hesap çok basit ve nettir. Bu para çok rahatlıkla bulunur. Öyle Türkiye bütçesini sallayacak bir miktar değildir. Halkın artık bize güvenmesi gerekiyor. Bizim ekonomik kadrolarımız çok ciddi kadrolar oldu. Ülkeyi yönetecek kadrolar çok açık şekilde bizde. Herkes çok ciddi dertli, köylüye gidiyorsunuz hepsi isyan ediyor. Türkiye’de hiç olmadık şekilde otomotiv sektöründe grevler başladı. Aile hekimleri grevlere başladı. Her şey doğru gidiyorsa bunlar neden oluyor bu ülkede? Biz sadece projelerimizi anlatıyoruz. İşte bu yüzden hedefimiz yaşanılacak bir Türkiye.
Sandıklara sahip çıkılmadığıyla ilgili çıkan spekülasyonlara ne cevap vermek istersiniz?
Bizim bu konudaki en büyük kaygımız sandıklar değil. Bizim sandıklarla ilgili bir sorunumuz yok. Biz sandıklara zaten gereğince sahip çıkıyoruz kimse merak etmesin. Bizim sıkıntımız birleştirme tutanaklarıdır. Onlarla ilgili de gerekli önlemleri alıyoruz. Bizim bilgi işlem sistemimiz dört dörtlük çalışır vaziyette. Genel merkezin organize ettiği çok ciddi bir bilgisayar sistemiyle YSK’nın girdiği kayıtları kontrol edeceğiz. Demokrasinin olduğu ülkelerde, Almanya’da, İngiltere’de sandıklarla ilgili bir problem duyuyor musunuz? Türkiye’de neden böyle şeyler duyuyoruz? Bu vesileyle de YSK’yı adil bir şekilde görevini yapmaya davet ediyoruz. Onlar bu iş için maaş alıyorlar, birçok görevlileri var. Bir oy ülke yönetimi için atılıyor ve yetimin hakkıdır. Siz oy çalarsanız yetimi hakkını çalmış oluyorsunuz. Az çok Allah korkusu olan adam böyle bir şeye asla tenezzül etmemelidir. Toplumsal korkusu olan, insana saygısı olan insan zaten böyle şeye tenezzül etmez.
Ankara seçim gezileri nasıl geçti, sizler il başkanlığı olarak çalışmalarda nasıl örgütlendiniz?
Bizim seçim kitapçıklarımız var. Bu kitapçıkların başında il yönetim kurulu üyelerinin telefon numaraları var. Çalışma şeması var. Kimin kime bağlı olduğunu ve seçim döneminde nasıl çalışılacağına dair bilgiler var. Ayrıca milletvekili adaylarının telefon numaraları, haritalarımız ve altında içeriği ile bilgiler bulunmaktadır. Bu bilgilerde ilçe başkanı, seçimden sorumlu başkan yardımcısı, ilçe iletişim bilgileri, seçmen sandık sayıları, mahalle ve köy sayısı, ilçe içindeki dağılım ve bölge planlaması, ilçenin 2011-2014 seçimlerinin sonuçları, ilçenin demografik yapısı, ilçe nüfusunun kültürel yapısı ve ilçe içerisindeki dağılımı, ilçenin ekonomik yapısı ve gelir kaynakları, ilçenin temel yaşamsal sorunları, ilçe halkının sosyal ve kültürel hassasiyetleri, çalışma günleri gibi ilçeyle ilgili alt başlıklar var. Bu kitapçıkların alanı doğrultusunda milletvekili adaylarımız o ilçede seçim çalışması yapıyorlar. O insanlarda milletvekillerinin bölgelerini bildiği hissiyle onlara daha sıcak davranıyor ve onlara sempati duyuyor. Birde bizim ekipler halinde çalışmalarımız var. Neredeler, nelerle karşılaşıyorlar bana an ve an rapor veriyorlar. Bende bu raporlar doğrultusunda nasıl davranmaları gerektiğini bildiriyorum.
Yerel seçimlerde sağ kesiminde oylarını almıştınız. Sağ seçmende CHP’ye yönelim var. Bunu nasıl açıklarsınız?
CHP’nin tüzüğüne uyan herkes bize oy versin. Bizim tüzüğümüz zaten şu anki seçim bildirgemiz. Sağı, solu fark etmiyor. Sn. Genel başkanımızın açıklaması var. Biz kimsenin kılığıyla, kıyafetiyle, mezhebiyle, etnik kökeniyle falan uğraşmıyoruz. Cumhuriyet böyle kurulmuş. Yol kazaları olmuş belki ama şu anki haliyle söylüyorum biz CHP’nin bu döneminde bu hataları da telafi ettik. Bu nedenle herkesten oy istiyoruz ve çoğu kesimden oy alacağımıza emin olabilirsiniz. Özellikle muhafazakar söylemlerin ve yaşam biçiminin teminatı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. İnsanın inandığıyla kendisi arasındaki meseleye kimsenin karışmaması lazımdır. Biz böyle düşünüyoruz o nedenle herkes özgür bir şekilde ibadetini de yapar, yaşamsal tarzını da yansıtır.
Ön seçim gerçekleştiren tek partisiniz, ön seçimin partiye katkısı ne oldu?
Biz bildiğiniz gibi Cumhuriyet Şöleni havasında bir seçim geçirdik. Genel başkanımızın seçime girmesi bir milattır. Türkiye demokrasisi açısından bir milattır. Başka partilerin genel başkanları kendilerine güveniyorlarsa onlarda ön seçim yapsalardı. Böyle bir seçime giremezler çünkü çıkamazlar. Kemal Kılıçdaroğlu tüm sandıklarda birinci çıktı.
Doğu seçmeni CHP ile nasıl barıştırılacak?
Genel başkanımız açıklamasında doğudan oy alacağız ve orayı ancak biz çözeriz şeklindeydi. Doğuyu bunların akil adamları falan filan çözemez. Zaten gittikçe yumağa döndürdüler, düğüm oldu kedi gibi oynuyorlar. Emin olabilirsiniz onunda çözümü Cumhuriyet Halk Partisi olacaktır.
Neden alkışlıyorsunuz?
Başarılı yapılan işleri alkışlıyoruz, başarısız olunan işleri de protesto ediyoruz. Bizim buradaki alkışımız farklı bir alkış. Herkesi alkışlıyoruz. Biz barışık olmak istiyoruz. Halk birbiriyle barışık olsun istiyoruz. Herkes birbirini alkışlasın. Yaşanılacak bir Türkiye için alkışlıyoruz.
Röportaj: Ayşegül AKTEPE
