Dileğimiz Huzur İçerisinde Zenginleşip Güçlenmektir…

05 Şubat 2015

Genel Yayın Yönetmenimiz Özlem TANSAL 19 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olan mevcut KKTC Cumhurbaşkanı Derviş EROĞLU ile görüştü.



Neden aday olduğunuz hakkında bilgi verir misiniz, 19 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemi nedir?

CB Eroğlu: Her seçim önemlidir ancak her seçimin ayrıca konjoktürel bir önemi vardır. 19 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi özellikle Kıbrıs konusu bakımından önemlidir.

Kıbrıs konusunun nereye bağlanacağı, nasıl sonuçlanacağı artık belirginleşiyor. Ya bir antlaşma olacak ya da herkes kendi yoluna gidecek. Kimin ne istediği ortadadır. Her konu tartışıldı ve her konuda tarafların ne istediği bellidir. İki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon demekle bu sorun çözülmüyor. Çözülseydi 50 yıldır çözülürdü. Rumlarla görüşmelerimizde ele aldığımız 6 konu başlığı var. Bunların her birinde ne olması gerektiği ile ilgili düşüncelerini adaylar halkımıza söylemelidir. Örneğin Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığında Rumlar dönüşümlü başkanlığı kabul etmiyor. Bize 1960’ın da gerisine giderek veto yetkisi olmayan Başkan Yardımcılığı öneriyorlar. Örneğin Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini istemiyor, uluslararası garantiler öneriyorlar. Büyük toprak tavizi istiyorlar. KKTC vatandaşlarının bir kısmının vatandaş olarak kalmasını kabul etmiyorlar. Bulunacak çözümün AB müktesebatının bir parçası olmasına karşıdırlar. Peki ama biz bu düşüncede olanlarla nasıl anlaşacağız? Biz makul olanı öneriyoruz, onlar bizi hegemonyaları altına almanın hesabını yapıyor.

Hidrokarbon yatakları konusundaki son uzlaşmaz , bencil tutumları ortadadır.... Bizi ve Türkiye’yi egemenlik haklarına müdahale ile suçlayarak masadan kaçtılar... Bir deneme, bir başlangıç için dahi olsa hidrokarbon yatakları konusunda ortaklık yapmayı kabul etimiyorlar. Denizde, henüz miktarı bile belli olmayan bir kaynak konusunda işbirliği yapamıyorsak, karada nasıl işbirliği yapacağız?

Biz ortaklık yapalım, paylaşalım, bu sorunlu bölgeye örnek olalım diyoruz onlar düşmanlık yapıyor, Türkiye karşıtı bir cephe yaratmaya çaba gösteriyor.

Oysa bu bölgede işbirliği barış olursa, doğal gaz Türkiye üzerinden Avrupa’ya giderse, Türkiye gibi dev bir ülkeye satılırsa yep yeni ufuklar ortaya çıkacak ama bunu görmüyorlar, görmek istemiyorlar.

Dolayısı ile benim aday olmamdaki asıl sebep Kıbrıs konusunda başlattığımız ve sona doğru götürdüğümüz çalışmaların tamamlanması içindir.

Birlik, beraberlik içinde haklarımızı savunmalıyız.

Halkımız 2010 yılından bu yana devam ettirdiğimiz barışçı, çözümden yana ama hakkımızı, hukukumuzu koruyan çizgide devam etmemize onay verecektir inancındayım.

Başarılı bir dönem geçirdik. Anavatan Türkiye ile istişare ve işbirliği içinde bu politikayı sürdürürsek kazançlı çıkacağımızı, hedeflerimize ulaşacağımızı biliyorum.

Halkımın ne istediğini biliyorum. 40 yıldır Kıbrıs konusunun her safhasının içindeyim. Anavatan Türkiye’yi çok iyi tanıyorum. İnşlallah başaracağız.

Kapalı Maraş’ın, Kıbrıs müzakerelerinden bağımsız olarak, Kıbrıs Türk yönetimi altında yerleşime açılması önerilerine nasıl bakıyorsunuz?

CB Eroğlu: Biz Rum tarafını bir an önce bizimle antlaşmaya yöneltmek istiyoruz. Bir takvimle, yapılandırılmış bir süreçle çözüme odaklanmak taraftarıyız. Hal böyleyken Maraş konusunun gündeme gelmesi Kıbrıs konusunu nereye varacağı belli olmayan çok farklı bir yola sokabilir. Bizim Türk tarafı olarak Maraş’la iligli pek çok önerimiz oldu ama Rumlar bunları hep reddetti. Şimdi bütünlüklü çözümü konuşma zamanı. Peki alternatifsiz miyiz? Hayır değiliz. Aralarında Maraş’ın da olduğu pek çok konuda ve noktada çeşitli düşünceler var. Günü geldiğinde bunları masaya koyarız, hükümetimizle, meclisimizle, Türkiye ile tartışırız, konuşur ve bir karar veririz. Ama şu anda hükümetin de, parlamentomuzun büyük kesiminin de bizim de görüşümüz Maraş’ın bütünlüklü çözüm hedefli müzakere masasında günü geldiğinde ele alınması yönündedir.

Rum lider Nikos Anastasiadis, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sismik araştırmalarını ve Navtex yayınlamasını bahane ederek müzakere masasından çekildi ve daha sonra da, “Türkiye egemenliğimizi tanımalı” dedi. Bir taraftan Navtex’i bahane ederek görüşmelerden çekilen, diğer taraftan da “Türkiye egemenliğimizi tanısın” diyen Rum tarafı, çözüm konusunda ne kadar samimi?

CB Eroğlu; Samimi de değiller, gerçekçi de değiller. Türkiye Kıbrıs’ta KKTC’yi tanıyor. Rum hükümetini tanıması söz konusu dahi olamaz. Dolayısı ile ortaya attıkları savlar geçerisizdir ve tamamen bizleri suçlamaya yönelik taktiksel ataklardır. İster beğensinler, ister beğenmesinler KKTC gerçeği ortadır. Görüşme masasında eşit olduğumuza göre dışarda niçin eşit olmayalım? Olmamız lazım. Dünya, BM ve AB Kıbrıs Rum tarafına bunu söylese çözüm olacaktır ama herkes kendi çıkarına bakıyor. Bu sorunun yanıtı Kıbrıs meselesinin çözümü için kilit öneme sahiptir.

Türkiye ve KKTC ilişkileri hakkında neler söylemek istersiniz?

CB Eroğlu: Bizim tarihi bağlarımız vardır. Biz kardeşiz. Aramızdaki bağlar ve hukuk da kardeşlik hukukudur. Biz bir çıkar ilişkisi içinde değiliz. Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’deki önemi ortadadır. Anavatan Türkiye bölgenin ve dünyanın en önde gelen ülkelerinden biridir ama bunlar böyle olmasaydı da Türkiye Kıbrıs’taki kardeşlerini yalnız bırakmazdı. Bunlar olmasaydı da Kıbrıs Türkü, Anavatan Türkiye ile olan kardeşlik bağlarını bir kenara itmezdi. Ben ve arkadaşlarım Türkiye ile karşılıklı sevgi, saygıya dayalı ilişkilere hep öncelik verdik. Benim 1985’te başlayan Başbakanlık dönemlerimde Anavatan Türkiye ile pek çok antlaşma imzaladık. Anavatan Türkiye’den Kıbrıs’a deniz altından borularla su getirilmesi benim en büyük hayalimdi ve çok şükür gerçekleşiyor. Türkiye’deki herkese biz aynı mesfedeyiz ve sevgi ile saygı ile yaklaşıyoruz. Dileğimiz Türkiyemizin huzur ve güven içinde daha da zenginleşmesi, güçlenmesidir. Güçlü, huzur ve güven içinde bir Türkiye bizi mutlu eder gururlandırır ve masada haklarımızı korurken gücümüzü artırır.
Meclis Özel

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği