ADANA’NIN YÜKSELEN SESİ MUHARREM VARLI

2014-11-05

MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ ADANA MİLLETVEKİLİ MUHARREM VARLI İLE ÜLKE GÜNDEMI VE ADANA’NIN SOSYO-EKONOMIK YAŞANTISI ÜZERINE BIR RÖPORTAJ GERÇEKLEŞTIRDIK…



CHP VE MHP’NIN OLUŞTURDUĞU ÇATI ADAY SIZE GÖRE DOĞRU MUYDU? SEÇIM SONUÇLARINI MHP AÇISINDAN NASIL

DEĞERLENDIRIYORSUNUZ?

Öncelikle milletimizin vermiş olduğu karara saygı gösteriyoruz. Halkımızın %51.7 si Tayyip Erdoğan’a
oy verip cumhurbaşkanı seçtiyse demokrasiye inancımız doğrultusunda saygı gösteriyoruz. Tabi ki
bizim adayımız doğru bir adaydı. Bölgeyi çok iyi tanıyan, muhafazakar bir kimliği olan fakat
mezhepçilik yapmayan, yabancı dil bilen, dünya kamuoyunda belirli bir kariyer elde etmiş çok değerli
bir insandı. CHP ve MHP’ nin kabul ettiği, iki genel başkanın anlaştığı bu isme karşı çıkmamız zaten
mümkün değildir. Ben daha çok tabanda siyaset yapan bir kişiyim. Bu güne kadar adayımızla ilgili
kimseden bir serzeniş ya da bir şikayet duymadım. Dolayısıyla bizim seçmenimiz Sn. Ekmeleddin
İhsanoğlu’na oy vermiştir. Bu konuda da hiç bir sıkıntımız olmamıştır.

BAKTIĞIMIZDA EN BAŞARILI OLUNAN ILLERIN ADANA, MERSIN, HATAY OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ. BIR DE SAYIN BAHÇELI’NIN
ELEŞTIRISINE GÖRE KATILIM DÜŞÜKTÜ. SIZCE BU NEDEN KAYNAKLANDI?

Özellikle tatil sezonuna denk gelmiş olması olabilir. Mesela biz Adana’da da katılım noktasında
sıkıntılar yaşadık. Çünkü insanların birçoğu yaylalarda ve sahillerdeydi. Bir de şöyle bir algı
oluşturuldu. Sanki Erdoğan seçimden önce kazanmış havası yaratıldı. Dolayısıyla vatandaşta bir
rehavet oluştu. Bizim seçmenimizde küskünlükten bahsedilemez.

MECLISTEN YENI GEÇEN TEZKEREYLE ILGILI DÜŞÜNCELERINIZ NELERDIR?

Tezkere hükümetin hazırlayıp TBMM’ye sunduğu bir tezkeredir. Ancak biz buna devlet meselesi
olarak bakıyoruz. Dolayısıyla da devletimizin dışarıya karşı elinin güçlü olması gerekmektedir.
Dışarıdan bize karşı gelebilecek tehlikelere karşı anında cevap verebilme noktasında bir yetki
gerekiyor. Biz bu açılardan değerlendiriyoruz. Yoksa gidip Suriye’nin iç işlerine karışsınlar veya Esad’ı
indirsinler demiyoruz.

IŞİD KONUSUNDAKI FIKIRLERINIZ VE NELER YAPILMASI GEREKTIĞINE DAIR ÖNERILERINIZ NELERDIR?

IŞİD’i hangi maksatla kimlerin kullandığı noktasında hala emin değilim. Çünkü bunlar öyle
durdurulamayacak büyüklükte bir örgüt asla değiller. Özellikle de Bugün dünyanın süper güçleri bir
araya gelmiş bir koalisyon yapmışlarken. Emperyalist güçlerin kullandığı bir örgüt olabilir. Türkiye
bunun neresinde kalıyor. Bunları iyi irdelemek gerekiyor. Şu anda Ortadoğu ve Türkiye bir bataklığın
içerisine sürüklenmeye çalışılıyor. Temennimiz ülkemizin böyle bir durma maruz kalmamasıdır.

HÜKÜMETIN IŞİD’E KARŞI TUTUMU NASIL OLMALIDIR?

IŞİD ilk önce Irak’ta bizim Türkmen kardeşlerimize saldırdı. Bu açıdan da bakarsak çok sert bir tutum
sergilemek gerekmektedir. Yerinden, yurdundan olan Türkmenlerin sayısı 300-400 bin civarında.
Yiyecek ekmek ve üstlerini örtecek çadır bile bulamıyorlar. Biz ülkü ocakları olarak belediyelerimizin
yardımlarıyla buralara yardım ulaştırmaya çalıştık. Ancak bu yardımlar sırasında zorluklar yaşandı
sanki devlet yetkilileri bizim bur yardımlarımızı önlemeye çalışır gibi bir tutum sergilediler.

KOBANI’DE KI ÇATIŞMALARIN TÜRKIYE’DEKI YANSIMALARINI, BAYRAK YAKILMASI VE BANKA YAĞMALANMASI GIBI OLAYLARIN
YAŞANMASINI NEYE BAĞLIYORSUNUZ?

Oradaki olayları bahane ederek Türkiye’yi neredeyse kan gölüne, bir ateş çemberine çevirmeye
çalıştırlar. Şu ana kadar 35-40 insanımız hayatını kaybetti. Maddi hasarlar konusunda çok yüksek
meblağlarla karşı karşıya olacağız. Her şeyden önemlisi bizim kutsal saydığımız, namusumuz dediğimiz
bayrağımızı yakıtılar. Bu ülkenin kurucusu olan Atatürk’ün büstlerini yıktılar. Hükümet bunları o kadar
çok şımarttı ki, o kadar çok tavizler verdi ki bu olaylara çanak tuttu. Hala da bu tavizler devam ediyor.
Dolayısıyla Türkiye’nin geldiği nokta çok üzücü bir noktadır. Dün eli kolu bağlanmış bir terörist başı
bugün Türkiye’nin siyasi gündemini yönlendiren bir aktör haline gelmiştir.

SIZCE ÇÖZÜM SÜRECINDE BUNDAN SONRA NASIL BIR YOL IZLENMELI? SIZIN BU NOKTADAKI TUTUMUNUZ NEDIR?

Bizim tutumumuz çok nettir. Bugün diyelim ki Kürt meselesi olarak baktınız meseleye. Buna mesele
denemez tabi çünkü Kürtler bizim kardeşlerimiz, bu ülkenin birinci sınıf insanlarıdır. Bizim onlarla bir
problemimiz yoktur. Bizim mücadelemiz bölücülük yapanlara, bu ülkeyi parçalamak isteyenlere
karşıdır. Bu ülkeyi parçalamak isteyenlere taşeronluk yapanlarla bizim problemimiz. Şimdi
bakıyorsunuz bugün Kürt meselesi, ana dilde eğitimden falan bahsediyorlar. Diyelim ki ana dilde
eğitimi serbest bıraktınız. Yarın başka bir etnik grup çıkıp derse ki biz de ana dilde eğitim istiyoruz.
Bunların hangisine yetişeceksiniz ve bu ülkeyi nasıl bir arada tutacaksınız diye soruyorum. Herkes
istediği dili evinde, işinde her yerde konuşabilir ama bu ülkenin tek bir resmi dili vardır o da Türkçedir.

DIĞER BIR SORUNA GELECEK OLURSAK O DA SURIYELI MÜLTECILER. BU KONUDA NELER YAPILABILIR?

Öncelikle o insanlara Allah yardım etsin demek istiyorum. Gerçekten savaştan mağdur olup, evlerini
yurtlarını bırakmak zorunda kaldılarsa bu duruma hepimiz duyarlı olmalıyız. Ama geldikleri yerin
huzurunu, toplumumuz değerlerini bozacak davranışlarda bulunuyorlar. Bu sıkıntıları aşmak adına
elbette ki bir tampon bölge oluşturulabilirdi. Güya ABD bu mülteciler konusunda yardım edeceğine
dair bir söz vermişti. Böyle bir yardımın olduğu kanaatinde değilim. Şu ana kadarda 3.5 milyar dolarlık
bir miktar bu mültecilere gitmiş oldu. Mesela bu paranın bir kısmını çiftçilere verseydik ihya olurlardı.

BIRAZ DA ADANA’NIN SOSYAL, SIYASI VE EKONOMIK HAYATINDAN BAHSEDERSEK NELER SÖYLERSINIZ?

Geçmişi iyi bilen insanlar Adana’nın ne kadar önemli bir şehir olduğunu iyi bilirler. Bir dönemler Türk
sinemasına konu olmuş çırçır fabrikalarıyla, pamuk bağlarıyla ün salmış, Taşı toprağı altın diyerek
herkesin gelip iş bulduğu Adana şu anda ne yazık ki işsizler ordusuyla dolup taşan bir il haline geldi.
Bunun sebebi de on iki yıldan beri bu ülkeyi yöneten siyasi iktidardır. Yani Adana’ya hiçbir yardım
yapmadıkları gibi gelecek yatırımlarında önünü kesitler. Mesela benim daha çok siyaset yaptığım
Ceyhan Yumurtalık Karataş bölgesidir. Orada bir enerji ihtisas bölgesi var. Oraya Doğan Grubu 5
milyarlık bir yatırım yapmak istemişlerdi. Çalık Grubuna vermek adına Sn. Erdoğan tarafından
engellendi. Yine Turkuaz Grubu’nun önemli bir yatırımı olacaktı ki bunlarda engellendi. Adana’da ki
fabrikaların bir çoğu teşvik alamadığı için İzmit, İstanbul bölgelerine gittiler. Tarım Adana’nın en
önemli sektörüyken bile o işle uğraşan insanlar bile sefalet içinde yaşıyorlar. Yani herkes banka
kredileriyle hayatını devam ettirmeye çalışıyor. Dolayısıyla eskisi gibi memnun insanların yaşadığı
kent görünümünden tam tersi bir kente dönüştü.

YEREL SEÇIMLERE DE DEĞINIRSEK;

MHP’nin Adana’da her zaman belli bir alt yapısı ve gücü vardır. Rahmetli Alparslan Türkeş de iki kere
Adana’dan milletvekili seçilmiştir. Buradan her dönem mutlaka parlamentoya milletvekili
göndermişizdir. Sonuç olarak bu bölge MHP’nin varlığını sürdürdüğü bir bölgedir. Sn. Hüseyin Sözlü
çok deneyimli bir belediye başkanımızdır. Adana’da aday oldu, reklamını iyi yaptı, çokta iyi çalışınca
dolayısıyla seçimi kazanmak bize nasip oldu. Umarım hayırlı hizmetler yaparlar. Çünkü onların
yapacağı hizmetler doğal olarak partimize mal olacaktır. Seçimlerde biz de oradaydık sandıkların
sayılmasıyla alakalı olarak herhangi bir yanlışlık olmasın diye yaklaşık 3-4 gece uykusuz kaldık.
Sonuçta da seçimi kazanmış olduk.

PEKI 2015 SEÇIMLERINDE MHP’NIN AMAÇLARI VE IZLEYECEĞI YOL HARITASI NEDIR?

2015 seçimlerinde tabi ki en büyük hedefimiz tek başımıza iktidar olmaktır. Bu ülkenin bugünlerde
yaşadığı olumsuzlukları yaşamamak ve bu ülkenin bölünmesini engellemek istiyorsak bunun tek yolu
MHP’nin iktidar olmasından geçiyor. Allah esirgesin ülkemiz dağılma noktasına gelmiş durumda. Biz
bu ülkeyi hem ekonomik, hem siyasi hem de güvenlik açısından en iyi şekilde yöneteceğimize
inanıyoruz. Dış politikada tamamen bu iktidarın aksine komşularımızla iyi ilişkiler kurarak, onlarla hem
siyasi hem ticari ilişkiler kurarak yöneteceğiz. Bunun için de kadrolarımız hazır durumda ve hayırlısıyla
milletimizden tek yetki almak için gayret sarf edeceğiz.

Meclis Özel
Röportaj: Ayşegül AKTEPE

Turkcell Superonline
Turkcell Superonline Atatürk Orman Çiftliği